Ana içeriğe atla

Teşekkür ederim Serkan Güzel!

Adınıza hiç yazı yazıldı mi? Benim hakkımda bugün yazıldı ilk defa, HaberX'de Serkan Güzel tarafından. Biraz önce öğrendim şansa. Çok heyecanlandım, çok sevindim, çok şaşırdım. Tüm bunları bir anda, aynı anda yaşamak nasıl da harika bir duyguymuş! Titremem geçti biraz, ancak öyle yazabiliyorum şimdi.
Çok çok teşekkür ederim Serkan Güzel! Öncelikle kadınları bu kadar güzel ve içtenlikle anlattığın için, ikincisi de yazılarımı takip ettiğin için ve bu harika sözlerin için. Çok onurlandım, çok mutlu oldum. Sözler eksik kalıyor. Çok çok çok teşekkür ederim. :)))

KAREL VALANSİ
Serkan Güzel sguzel@haberx.com 24.12.2012 11:34
ÇAMURUN DEĞİL ÇİÇEĞİN DİLİYLE YAZAN KADIN...

Kadın, erkek ayırımı hiç bitmedi, kolay biteceğe de benzemiyor. Erkek egemen bir dünyada kadınlar, varlık ve kimlik mücadelesi veriyorlar. İşte bu nedenle erkeklerden daha güçlü ve olgun olmayı kolaylıkla başarıyorlar. O kadar itilmişler ki, itenden daha güçlü olabilmişler. Sokakta yaşamanın zorluğunu aşan kadın, iş dünyasının da zorluklarını aşmak ve sonsuza dek kendini kabullendirmek üzere…
Az gelişmiş ülkelerde ise durum biraz vahim elbette. Evde dışlanan, sokakta taciz edilen, iş yerinde küçük görülen kadınlar yakın gelecekte erkekleri ezecek benden söylemesi. Egemenliği ele geçiren kadınlar tarafından ezilmek istemiyorsanız şimdiden onlara iyi davranın…
Sanat dünyasında da durum çok farklı değil. Bakın en ünlü şairler, şarkıcılar, ressamlar hepsi erkek. Belki de bu yüzden sanat estetik anlayışından bu kadar uzak, kadın eli sıkça değmediğinden. Bu nedenle ben yazan, çizen, sanatla uğraşan ve başarılı olan kadınları hayranlık ile takip ederim. Kadınlar zaten erkeklerden daha zeki bunu tartışmaya gerek yok, sosyolojik ve psikolojik nedenleri var bunun elbette. Erkekler kadınları ancak güç ile susturabilirdi.
Türkiye de kadın olacaksın, yazar olacaksın, başka bir ırka mensup olacaksın ve de başarılı yazılar ortaya çıkaracaksın. Zor iş gerçekten zor… Erkek egosu ile uğraş, yazılarınla meşgul ol, ırkçılığa karşı dik dur ve mücadele et, bir taraftan da hayatın zorluklarını yenmeye çalış. İşte bunu en iyi şekilde başaranlardan biridir KAREL VALANSİ. Şalom Gazetesinin usta yazarlarından biridir. Okumadıysanız çok şey kaybetmişsiniz demektir. Kadınlığın ve erkekliğin ötesine geçen insanları çok severi ve saygı duyarım. Önce insan olmanın verdiği yaşayış biçimini kabullenenlere imrenirim. Her şeye rağmen doğru kalmak, tüm çirkinliklere, ırkçılığa, zorbalığa, engellemelere rağmen doğru kalmak ne zor!!! KAREL VALANSİ bunun en güzel örneklerinden. Hiç vakit kaybetmeyin hemen internet üzerinden eski yazılarını bulup okumaya başlayın. Bu kadar erkek yazarın yapamadığı politik analizleri nasılda kolay, anlaşılır ve doğru olarak yaptığını göreceksiniz.
İstendiği için değil istediği için, düşündüğü, sorguladığı için yazıyor. Bence “O” çamurun değil çiçeğin diliyle yazan kadın.
 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Unutmayacağız

Unutmayacağız... Bu sözü ne kadar da çok tekrarlıyoruz. Oysa çok değil birkaç yıl sonra her şey gibi o unutulmaz denen şey de unutuluyor. Zamanın akışına bırakılıyor. Bir tek anne-babalar, eşler, çocuklar hatırlıyor, acısını en derinde hissediyor. Bir tek onlar için o yangın devam ediyor. Ateş bir tek düştüğü yeri yakıyor. Bu söz bir kere de hatalı çıksın istiyorum, olmuyor, çıkmıyor. Bu sene 15 Kasım’da bir yazı aradı gözlerim. Ama kuru kuru bir haber değildi istediğim, bulamadım. Fark ettim ki  bu konuyla ilgili sosyal medyada paylaşabileceğim yazılar ya daha önce kendi yazdıklarım, ya Şalom Gazetesi’nde çıkanlar, ya da geçen sene ben dahil dört kişiyle röportaj yapan Agos’un söyleşisiydi. Bu kadar. Aradan geçen 13 sene, 15 ve 20 Kasım saldırılarının vahşetini, korkunçluğunu, kayıplarını unutturmuş olmalı.  Çok daha önemli görülen konular olmalı ki, El Kaide terör örgütünün İstanbul’un göbeğine gerçekleştirdiği bu saldırılar konuşulmadan, kurbanları anılmadan geçilebiliyor. Ya

Survivor Hayim’in gerçek dünyası - Söyleşi

Hayim, çok sevdiğim bir arkadaşımın kuzeni. Aklı başında, ne istediğini bilen biri. Askerlik dönüşünde ani bir kararla Survivor yarışmasına katıldığını duyduğumda çok şaşırmıştım. Pek spor yapmayan, atletik olmayan biri neden zor koşullarda, dayanıklılık, irade ve güç isteyen bir televizyon programına katılır? Bunları konuşurken, sayesinde takip etmeye başladığım Survivor ile ilgili tüm merak ettiklerimi de sordum; kameralara yansımayan gizli bir tuvalet var mıydı, ya da yayın bitince gidilen lüks bir otel? Begüm’le arasında bir yakınlaşma oldu mu, Merve neden pişman oldu yarışmaya katıldığına? İşte Sabah Gazetesinden Yüksel Aytuğ’un teşekkür ettiği, seyircilerin filozof olarak tanımladığı Hayim ve Survivor yarışmasının bilinmeyenleri… Survivor maceran nasıl başladı? Katılmak nereden aklına geldi? Arkadaşlarımla uzun süredir Survivor’u takip ediyorduk. Hep katılmak istiyordum ama televizyona çıkmak beni korkutuyordu. Geçen sene iki yakın arkadaşım Dominik’e gittiler. Yarışmacıları

“We are Beyond What I Had Dreamed of When I Moved to Dubai”

Cem Habib  We talked about how the peace deal between Israel and the United Arab Emirates affected the Jewish life in the Emirates, with the investment manager Cem Habib, who has been living in Dubai since 2016, and who is one of the founding members of the Jewish Council of Emirates (JCE), the first officially recognized Jewish community of the UAE. How long have you been living in Dubai? What influenced you in deciding to live here? I moved to Dubai in 2016, before I had been living in London. My customer base at that time was in Kazakhstan and it had gotten harder commuting there from London every month after 6 years. There were three direct flights between Dubai and Kazakhstan, every day, with a flight time of less than 4 hours. To improve our quality of life and to spend more time with the kids, we moved to Dubai. When moving, how could you overcome the thought “As a Jew, will I be comfortable living in an Arab country with my family?” I talked to my friends from different countri