Müzik dünyasına
ABBA ve Celine Dion gibi güçlü sesler tanıştırmış, Türkiye için bir dönemin en
önemli sanat etkinliği, günümüzde ise dünya listelerine güzel parçalar
kazandıran Eurovision Şarkı Yarışması, 18 Mayıs’ta İsveç’te perdelerini 58. kez
açmaya hazırlanıyor
Eurovision dönemi ortaya çıkan Özveren’in bu seneki katılmama kararı üzerine verdiği demeci de yine siyasi oldu; “Bu beş ülke, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin durumuna benziyor, daimi ülkeler veto ederse hiçbir şey yapılamıyor. Onlar çalıyor düdüğü.” Eurovision yöneticilerine göre ise durum farklı. Almanya TRT’nin çekilme gerekçesi olan kuralların 2009’dan beri uygulandığını ve Türkiye’nin bugüne kadar itiraz etmediğini söyleyerek gerçek nedenin ne olduğunu sorguluyor.
Politika hayatın bir parçası. Eurovision’da ise taraftarlık ruhu milliyetçiliği, o da siyaseti beraberinde getiriyor. Bu değiştirilemez bir gerçek. Ama gelin siyaseti bir kenara bırakalım ve her mayıs ayında bizleri ekran başına kilitleyen milli davamıza, bir dönemin en önemli kültürel etkinliğine ‘şarkı yarışması’ kimliğiyle bir göz atalım.
Don't... don't close
your heart to how you feel
Dream, and don't be afraid the dream's not real
Close your eyes, pretend it's just the two of us again
Make believe this moment's here to stay
Touch... touch me the way you used to do
I know tonight could be all I'll have with you
From now on, you'll be with someone else instead of me
So tonight, let's fill this memory
For the last time
Hold me now
Don't cry, don't say a word
Just hold me now
And I will know
Though we're apart, we'll always be together
Forever in love
What do you say when words are not enough?
Time... time will be kind once we're apart
And your tears... tears will have no place in your heart
I wish I... I could say how much I'll miss you when you're gone
How my love for you will go on and on and
Hold me now
Don't cry, don't say a word
Just hold me now
And try to understand that
I hope at last you've found
What you've been searchin' for
And though I won't be there anymore
I will always love you
Karel Valansi
Şalom Dergi Mayıs 2013 Sayısı
Bu
sene 18 Mayıs’ta İsveç’in Malmö şehrinde düzenlenecek 58. Eurovision Şarkı
Yarışması’na Türkiye katılmayacağını açıkladı. Ayrıcalıklı ülkelerin doğrudan
finalde yarışması ve jüri puanının arttırılması TRT tarafından verilen gerekçe
olsa bile, siyasetin oylamaya yansımasından duyulan rahatsızlık da dile
getirildi. Oysa 1979 yılında Türkiye, ülkeyi temsil edecek şarkının seçilmesine
rağmen, yarışmanın Kudüs’te yapılmasından dolayı Eurovision’a katılmamıştı. Bunu
açıkça dile getirmiş ve üyesi olduğu Avrupa Yayıncılar Birliği'nden 36 bin
İsviçre Frangı para cezası almıştı. Aslında 1973 ve 1979’daki petrol krizleri,
Arapları daha da kızdırma endişesi, yani ekonomik kaygılar bu kararda ana rolü
oynamıştı.
Siyaset
her zaman yarışmanın içinde vardı. Eurovision deyince aklımıza ilk gelen isim
Bülend Özveren’in sesinden yıllarca kuzey ülkeleri ve Yunanistan ile Kıbrıs Rum
Kesimi arasındaki oy dayanışmasını dinledik. Ancak Türkiye’ye Azerbeycan’dan
veya Almanya, Belçika gibi gurbetçilerin yoğun yaşadığı ülkelerden oy geldiğinde
konunun üstünde pek durulmadı. İsrail’den Türkiye’ye her oy geldiğinde ise mucize
gerçekleşmiş gibi yansıtıldı. Eurovision dönemi ortaya çıkan Özveren’in bu seneki katılmama kararı üzerine verdiği demeci de yine siyasi oldu; “Bu beş ülke, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin durumuna benziyor, daimi ülkeler veto ederse hiçbir şey yapılamıyor. Onlar çalıyor düdüğü.” Eurovision yöneticilerine göre ise durum farklı. Almanya TRT’nin çekilme gerekçesi olan kuralların 2009’dan beri uygulandığını ve Türkiye’nin bugüne kadar itiraz etmediğini söyleyerek gerçek nedenin ne olduğunu sorguluyor.
Politika hayatın bir parçası. Eurovision’da ise taraftarlık ruhu milliyetçiliği, o da siyaseti beraberinde getiriyor. Bu değiştirilemez bir gerçek. Ama gelin siyaseti bir kenara bırakalım ve her mayıs ayında bizleri ekran başına kilitleyen milli davamıza, bir dönemin en önemli kültürel etkinliğine ‘şarkı yarışması’ kimliğiyle bir göz atalım.
Emekleme yılları
Avrupa
ülkeleri arasındaki canlı yayın paylaşımını arttırmak ve ortak canlı yayın
yapabilmek için 1950’lerde TRT’nin de dahil olduğu 23 Avrupa ve Akdeniz ülkesinin
televizyon yayın kurumları bir araya gelerek Avrupa Yayın Birliği’ni (EBU)
kurdu. 1956 yılında tüm üye ülkeleri kapsayacak bir eğlence programı üzerinde
fikir birliği oluştu. Dönemin popüler yarışması San Remo’ya alternatif olacak
bir şarkı yarışması düzenleme fikri ise Fransa’dan çıktı. İkinci Dünya
Savaşı’ndan yeni çıkmış yorgun Avrupa ve henüz gelişmekte olan televizyonculuk göz
önüne alındığında, uydu yayıncılığının olmadığı bir dönemde Avrupa ülkelerini
kapsayacak ve canlı bağlantılar kuracak bir yarışma düzenleme fikri oldukça
iddialı bir projeydi. Yarışmanın özünde ise şarkılar aracılığıyla ortak bir
Avrupa kültürü yaratmak ve paylaşımları arttırmak yatıyordu.
İlk
yarışma yedi ülkenin katılımıyla 24 Mayıs 1956’da İsviçre’de düzenlendi.
Hollanda, İsviçre, Belçika, Almanya, Fransa, Lüksemburg ve İtalya’nın ikişer
şarkı ile katıldıkları yarışmada, İsviçre’den Lys Assia ‘Refrain’ şarkısı ile birinci
oldu. 1957 yılında Fransa yarışmayı kazandığında ise katılımcı sayısı 10, aldığı
puan ise sadece 31 idi. Her sene birer ikişer katılımcılar artsa da 1994 yılına
kadar yarışmacı sayısı 30’u geçemedi.
1958
yılında İtalya bir atak gerçekleştirmek istedi ve o yılın San Remo
Yarışması’nda birinci olan şarkıyı Eurovision’a yollama kararı aldı. Ünlü
İtalyan yönetmen ve şarkıcı Domenico Modugno, ‘Nel blu di pinto di blu’ ya da
bilinen adıyla ‘Volare’ ile katıldığı yarışmada ancak üçüncü olabildi. O günden
günümüze artık bir klasik halini almış bu çok sevilen şarkı, 50. yıl
kutlamalarında ABBA’nın Waterloo’sundan sonra Eurovision tarihinin en iyi ikinci
şarkısı, 2010’daki halk anketinde ise ABBA’yı da geçerek en iyi şarkı seçildi.
İlk
yarışma sonrası kurallar yavaş yavaş belirlenmeye başladı; kazanan ülke bir
sonraki yarışmanın ev sahibi olacak, her ülke tek şarkı ile katılabilecekti. Ülkelerin
sadece kendi ana dilinde şarkı söylemesi kuralı ise yıllar içinde değişkenlik
gösterdi. 1966’ya kadar böyle bir zorunluluk yokken, İsveç’in 1965’de İngilizce
bir şarkı ile katılması üzerine anadil zorunluluğu eklendi. 1973’te kaldırılan
kural 1977’ye tekrar yürürlüğe konuldu ve 1999 yılında tamamen kaldırıldı.
1969
yılında ilk defa dört ülke eşit puan aldı. Bu konuda bir kural olmadığından İspanya,
İngiltere, Hollanda ve Fransa birinci ilan edildi. Birçok ülke tarafından protesto
edilen bu karardan sonra, 1970 yılındaki yarışmaya İsveç, Norveç, Finlandiya ve
Portekiz katılmadı. Bunun üzerine koyulan yeni kural ise ilk defa 1991 yılında
Fransa ve İsveç’in eşit puan alması üzerine uygulandı.
Pop müziğinde
patlama
1950’ler
ve 60’lar France Gall, André Claveau gibi önemli isimlerin katılımıyla
renklense de, Eurovision asıl 70’lerde önem kazanmaya başladı. 1971’e
geldiğimizde Eurovision’da 19 ülke yarışıyor ve kazananın puanı 120’ler
civarındaydı. Her sene yeni bir hit şarkının çıkmaya başladığı dönemdeyiz
artık.
1973’te
Anne Marie David ‘Tu te reconnaitras’ derken, 1974’te halen en iyi pop grupları
arasında gösterilen ABBA ‘Waterloo’ ile müzik dünyasına büyük bir adım atıyor. 1973
yılında Eurovision’a katılmaya başlayan İsrail, 1978 yılında ‘A-Ba-Ni-bi’, 1979
yılında ise ‘Hallelujah’ ile ardı ardına
birinci oluyor. Eurovision tarihinde bir ilk yaşanırken İsrail, Ofra Haza ve
David D’or gibi önemli isimlere rağmen bir sonraki birinciliğini ancak 1998
yılında transseksüel Dana International’ın seslendirdiği ‘Diva’ şarkısı ile
elde ediyor. Türkiye Eurovision’a 1975 yılında katılır, ancak ilk önemli
başarısı için 1990’lar sonunu beklememiz gerekiyor.
1980’lere
gelindiğinde, yarışmaya daha çok yeni isimlerin katıldığı dikkat çekiyor. Eurovision’da
23 ülke yarışırken, bu dönemin en yüksek puanını 1986 yılında Belçika’dan 15
yaşındaki Sandra Kim ‘J’aime la vie’ ile alıyor. Corinne Hermes 1983’de ‘Si la
vie est cadeau’ derken, 1984’te İsveçli Herreys grubu Diggi-loo Diggi-ley ile
büyük beğeni kazanıyor. 1988 yılında Kanadalı Celine Dion İsviçre adına yarıştığında
‘Ne partez pas sans moi’ ile dünya müziğinin en önemli seslerinden biri ile
tanışıyoruz. Bu şarkının bestecisi Atilla Şereftuğ ise Eurovision’da başarılı
olan ilk Türk oluyor. 1980’lerin en önemli ismi ise hiç kuşkusuz Johnny Logan.
Mr Eurovision
Aşka
dair söylenebilecek yeni bir şeyin kalmadığının düşünüldüğü bir zamanda Johnny
Logan sahneye çıkıyor ve ‘What’s another year’ diyerek herkesi etkiliyor.
1980’de kazandığı birincilikten sonra 1987 yılında da gelmiş geçmiş en güzel
aşk şarkılarından ‘Hold me now’ ile, yarışmanın tartışmasız birincisi oluyor.
Eurovision tarihinin en iyi üçüncü şarkısı seçilen bu şarkının sözleri de
kendisine ait. Logan, 1992 yılında Linda Martin’in için yazdığı ‘Why me?’
şarkısı ile ülkesi İrlanda’ya bir birincilik daha kazandırıyor. Dönemin sevilen
dansçılarından Burçin Orhon ile olan ilişkisi ile milli damat olarak
adlandırılan Logan, birçok kez ülkemize gelmiş ve en sevilen şarkıcılarından
biri olmuştu.
İrlanda,
yedi birincilikle Eurovision’da en çok kazanan ülke konumunda. Üstelik 1992,
1993 ve 1994 yıllarında arka arkaya birincilik kazanarak bir başka rekoru da
elinde bulunduruyor.
Türkiye’nin
milli davası
İlk
olarak 1975 yılında Eurovision’a katılan Türkiye, uzun ve heyecanlı bir
hazırlık döneminin ardından yarışmaya katılacak şarkıyı seçti. Aylar süren hazırlıklar
boyunca 105 şarkı ön elemeye katıldı, 17 eser ise finale kaldı. Semiha Yankı
‘Seninle bir dakika’ ve Cici kızlar ‘Delisin’ ile birinci seçilince, asıl
kazanan kura ile belirlendi. Büyük umutlarla gidilen ilk Eurovision
deneyiminden hüsranla dönen Türkiye, iki sene yarışmaya katılmama kararı aldı. 1979’da
da Kudüs’te yapılması nedeniyle katılmayan Türkiye, 1978’den itibaren ünlü
isimlerle şansını denemek istedi. 1978’de Nilüfer ‘Sevince’, 1980’de de Ajda
Pekkan ‘Petrol’ ile yarışmaya katıldı. ‘Petrol’ şarkısı 23 puanla 15.
seçildiğinde bu ilk başarıya tüm Türkiye çok sevindi. Şarkı her yerde çalarken,
reklam müziği olarak da kullanıldı. Türkiye’nin bu başarının altında asıl yatan
sebep ise o sene ilk ve son kez Eurovision’a katılan Fas’ın verdiği 12 tam puandı.
1984 yılında Beş Yıl Önce On Yıl Sonra grubunun ‘Halay’ şarkısı ile 12. olması
ise başarı kabul edilmiş, büyük mutluluk vermişti.
1980’lerde
Eurovision tam anlamıyla milli bir davaya ve yılın en önemli olaylarından
birine dönüştü. Yarışmanın düzenleneceği gece herkes evlerde toplanıp beraber
seyreder, gazeteler sayfalarca yarışma bilgisi ve seyircilerin kendi puanlamalarını
yapabilmeleri için formlar dağıtırdı. İzleyiciler kendi aralarında kim kazanır
iddiasına girerken, şarkıcıların kıyafetlerinden saç modellerine kadar her
detay dikkatle incelenirdi. Şarkılar arasında gösterilen ev sahibi ülkenin turistik
güzellikleri ise pek seyahat edilmeyen bu dönemde herkesi uzak diyarlarla
ilgili hayallere sürüklerdi. Asıl heyecan ise şarkılar bitip puanlama
yapılırken başlardı. Puanlar en düşükten en yükseğe doğru açıklanırken hem
itiraz sesleri hem de tezahürat ve alkışlar yükselir, günümüz futbol maçlarını
aratmazdı. O dönemin çocukları yabancı dil bilmeseler bile katılımcı ülkelerin
ve puanların hem İngilizce hem Fransızcasını bilir, kendi aralarında
şakalaşmalarında bile akıllarına yerleşmiş ‘United Kingdom ten points, Royaume
Uni dix points’ kalıbını kullanırlardı.
Çetin
Alp ‘Opera’ ve Seyyal Taner ‘Şarkım sevgi üstüne’ ile sıfır puan alan ve sonuncu
olan Türkiye, özlemle beklediği iyi sonucu ancak Eurovision’a ilginin azaldığı,
pek kimsenin yarışmayı takip etmediği bir dönemde elde etti. 1997 yılında
Şebnem Paker ‘Dinle’ adlı şarkı ile üçüncü seçildi. 2003 yılında TRT, yeniden
önemli isimlere ülkeyi temsil etme görevi verdi. İngilizce söyleme şartıyla
yarışmaya katılan Sertab Erener, ‘Every way that I can’ ile özlenen birinciliği
Türkiye’ye kazandırdı. Bayram havasına bürünen Türkiye, bu başarıyı sokaklara
taşan coşkuyla kutladı. Daha sonraki yıllarda Türkiye, Manga ile ikinciliği,
Athena, Kenan Doğulu ve Hadise ile dördüncülüğü, Mor ve Ötesi ve Can Bonomo ile
yedinciliği tattı.
Eurovision
yolculuğunda TRT kimi zaman Neco, MFÖ, Kayahan, Sibel Tüzün, Yüksek Sadakat,
Modern Folk Üçlüsü gibi ünlüleri tercih ederken, kimi zaman da Ayşegül Aldinç,
Candan Erçetin, Arzu Ece, Demet Sağıroğlu, İzel, Reyhan Karaca gibi yeni
şarkıcıları seçerek kariyerlerinin önünü açtı.
2000’li yıllara
geliyoruz
2000’li
yıllarda Eurovision’a katılan şarkıların tarzı değişti. Önceki yılların ‘hafif
pop müziği’ olarak adlandırılan şarkılarının yerine, ülke motiflerinin ve
geleneksel müziklerin kullanıldığı şarkılar ile dünya gençlerinin zevkine uygun
parçalar yarışmada tercih edildi. 2004 yılında Ukrayna’nın şarkısı ‘Wild
dances’ dünya listelerine giren yılın en önemli şarkılarından biri olurken bu
başarıyı Yunanistan ‘My number one’, Sırbistan ‘Molitva’, Rusya ‘Believe’, Norveç ‘Fairytale’, Almanya
‘Satelite’, Azerbeycan ‘Running scared’ ve İsveç ‘Euphoria’ ile izledi.
Yarı
final ekleyerek, tele-voting ile oylama yaparak günün teknolojik gelişmelerine
ve artan katılımcı sayısına göre kurallarını yenileyen Eurovision, 1985’ten
beri tüm dünyaya yayın yapıyor. Çok beğenilen kalpli logosu ise 2004 yılında
Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleşen yarışmada ilk olarak kullanılmasının
ardından Eurovision’un ana logosu oldu.
Bu
sene Türkiye dışında Bosna-Hersek, Çek Cumhuriyeti, Andora, Lüksemburg ve
Polonya bütçe yetersizliğinden, Monako, Portekiz ve Slovakya ise alınan
başarısız sonuçlardan dolayı yarışmaya katılmayacaklarını açıkladılar. 2000
yılında 35, 2012 yılında 50 katılımcıya ulaşan Eurovision’da bu seneki yeni ülke
ise Kazakistan. 2013 yarışmasının sürpriz isimleri ise ‘Total eclipse of the
heart’ ile tanınan 80’lerin ünlü İngiliz şarkıcısı Bonnie Tyler ve Hollanda’yı
temsil edecek olan başarılı şarkıcı Anouk. Türkiye’nin yokluğuna rağmen, tüm
dünyadan 400 milyon kişinin takip ettiği yarışmayı bu sene de izlemek isterseniz,
18 Mayıs cumartesi gecenizi boş bırakmayı unutmayın.
***
Hold me now - Johnny Logan
Dream, and don't be afraid the dream's not real
Close your eyes, pretend it's just the two of us again
Make believe this moment's here to stay
Touch... touch me the way you used to do
I know tonight could be all I'll have with you
From now on, you'll be with someone else instead of me
So tonight, let's fill this memory
For the last time
Hold me now
Don't cry, don't say a word
Just hold me now
And I will know
Though we're apart, we'll always be together
Forever in love
What do you say when words are not enough?
Time... time will be kind once we're apart
And your tears... tears will have no place in your heart
I wish I... I could say how much I'll miss you when you're gone
How my love for you will go on and on and
Hold me now
Don't cry, don't say a word
Just hold me now
And try to understand that
I hope at last you've found
What you've been searchin' for
And though I won't be there anymore
I will always love you
Karel Valansi
Şalom Dergi Mayıs 2013 Sayısı
Yorumlar