Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Aralık, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Gazze’de neler oluyor?

14 Kasım günü Gazze sokakları yeni bir kutlamaya ev sahipliği yaptı. 2006’dan beri yönetimi elinde bulunduran Hamas, İsrail’in Bulut Sütunu ‘yenilgisini’ askeri bir güç gösterisi ile kutladı, Arap halklarını İsrail’e karşı birleşmeye, Filistinlileri üçüncü İntifada’ya çağırdı. Halkın tercihi ile başa geçtiğini iddia eden ancak bir daha seçim düzenlemeyen Hamas’ın bölgede gücü hâlâ elinde tuttuğunu göstermesinin en kolay yolu bu tür gösteriler. Ancak bu sefer alıştığı övgü ve destekten çok daha farklı bir tepki ile karşılaştı. “Günde 16 saatlik elektrik kesintisi yaşanırken, bu araçları şov amaçlı gezdirecek yakıt nereden bulundu?” diye sordu Gazze halkı Hamas’a.

Mario Levi: Ben bir Don Kişot'um

Mario Levi’nin son çıkardığı kitabı ‘Size Pandispanya Yaptım’ın yeri çok özel benim için. İlk defa bir kitabın bir düşünceden doğmasını, zamanla olgunlaşmasını ve yazım aşamasına geçmesini izledim. Dublin’de bir otel odasında ilk cümlelerin yazılmasından, yazdıkça hikâyeden romana dönüşmesine ve daha sonra son noktanın konulmasına tanıklık ettim. Baskı zamanı geldiğindeyse ilk bölümünü yazarın kendi okumasıyla dinleme şansına sahip olanlardan biri oldum. Mario Levi için sanat danışmanım derim hep. Son dört yıldır hep onun tavsiye ettiği roman ve yazarları okuyorum, onunla fikir alışverişinde bulunuyorum. Bu söyleşiyi de bizim sohbetlerimizden biri olarak görün ve hadi aramıza katılın siz de… ‘Size Pandispanya Yaptım’ farklı bir Mario Levi kitabı. Bir kere az sayfalı ve kısa cümleli. Bu bakımdan sıra dışı. Hele ekşisözlük’teki sözü bildikten sonra… Evet, çok komik o, hala gülerim aklıma geldikçe. Şöyle diyor “Ben onun bir cümlesini okumayı bitirene kadar babam gazetedeki bulmac

Yahudi göçleri ve Türkiye Yahudileri

Kadir Has Üniversitesi 2-3 Aralık tarihlerinde ‘Dünyadaki Yahudi Göçleri, Osmanlı ve Türkiye Yahudileri’ adlı kongreye ev sahipliği yaptı. Yahudi Çalışmaları Merkezi YAÇAM tarafından Moşe Dayan Merkezi desteğiyle düzenlenen kongrede tarihsel süreçte Yahudi göçleri ve Türk-Yahudi ilişkileri ele alındı Üniversitelerin lisans, yüksek lisans ve doktora seviyelerindeki uluslararası ilişkiler, siyaset bilimi, tarih, kamu diplomasisi alanındaki öğrencilerden oluşan Türkiye Uluslararası İlişkiler Çalışmaları Derneği (TUİÇ), geçtiğimiz mayıs ayında bünyesinde Yahudi Çalışmaları Merkezi YAÇAM’ı kurdu. Yahudilik konusunda akademik alanda uzmanlaşmak isteyen öğrencilere yol göstermesi amacıyla kurulan merkez, Yahudilerin tarihini, başta Türkler olmak üzere diğer devletlerle olan ilişkilerini objektif açıdan incelemek, Türk ve Yahudi halkları arasındaki önyargıları giderip birbirlerini daha yakından tanımalarını amaçlamakta. Sivil bir inisiyatif olan TUİÇ ve YAÇAM siyasi zeminde non-partisan

Türk dış politikası hakkında halk ne düşünüyor?

Türk dış politikasına yönelik kamuoyunun bakış açısını ortaya koyan ‘Türk Dış Politikası Kamuoyu Algıları Araştırması 2013’ün sonuçları yayınlandı Kadir Has Üniversitesi Türkiye Araştırmaları Merkezi, 4 Aralık günü Türk dış politikasına yönelik halkın bakış açısını ortaya koyan ‘Türk Dış Politikası Kamuoyu Algıları Araştırması’nın sonuçlarını yayınladı. 26 ilde 18 yaş üstü 1000 kişi ile görüşülerek yapılan ankete göre genç nüfus dış politikayı sosyal ağlardan takip ediyor. Medya kuruluşlarına duyulan güven ise internet sitelerinin gerisinde kalıyor. Türkiye’nin dış politikada dostu olmadığını düşünenlerin oranı yüzde 38,6 iken Türkiye için en önemli tehdit algısı ABD, İsrail ve Suriye olarak tanımlanıyor. Ankete göre Azerbaycan en yakın dost olarak tanımlanırken, Türkiye’nin en çok Türki ve Müslüman ülkelerle işbirliği içinde olması gerektiği düşünülüyor.  Ankete katılanların yüzde 47,5’i Türkiye’nin AB’ye üye olmasını desteklemesine rağmen yüzde 46,7’sı üyeliğin hiçbir zama

‘İran neden nükleer bombaya sahip olmalı’

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İran ile yapılan nükleer anlaşmayı, “en tehlikeli silahı üretmesine izin verildi” diyerek “tarihi hata” olarak nitelendirdi. Netanyahu bir konuda haklı. Henüz Cenevre’deki geçici anlaşmaya yansımamış olsa dahi, İran’ın uranyum zenginleştirme hakkı anlaşmanın içeriğinde kendini gösteriyor. İran’ın tüm nükleer çalışmalarını durdurmayı ve Suriye’nin kimyasal programı gibi tamamen yok etmeyi hedeflemeyen bir anlaşmaya imza attı taraflar. Genel beklenti de asıl anlaşmada bu hakkın yazılı olarak yer alması. İran’ın başka türlü bir anlaşmayı kabul etmesi de beklenemezdi. Bu durumda ne değişecek? Bu anlaşma İran’ı ‘normal’ bir NPT ülkesi (Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Antlaşması) haline getirecek. Bu da barışçıl amaçlı nükleer enerji üretimine yeşil ışık yakılması demek. İsrail’in tüm kaygılarına rağmen değişmeyecek bir gerçek de var. O da İran’ın gelişmiş programı ile nükleer silaha ulaşma kapasitesine çok az bir zaman kaldığı gerçeği. İran’ın m