Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ocak, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Henri Barkey: “Yerel seçimler, Türkiye’nin geleceğini belirleyecek”

Lehigh Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Henri Barkey ile cemaat ve hükümet arasında süregelengüç mücadelesini, yaklaşan yerel seçimleri ve Suriye’yi konuştuk, komplo teorilerinin arkasında yatan söylem politikasının nedenlerini tartıştık. Türkiye’de yaşanan kavgayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Yaşananlar bir güç kavgası. Her iki taraf da karşısındakini kendine bir tehdit olarak görüyor. AK Parti ve Cemaat’in askeri vesayete karşı yapmış oldukları bir ortaklıkları vardı. Artık askerler eski önemini kaybetti. Geri dönmeyebilirler demek istemiyorum ama şu anki durumda askeri vesayet ortadan kalktığı için de aralarındaki ittifak sona erdi. Bir şey değişti. Eskiden emin değildik, artık ortada bir savaş olduğunu biliyoruz. Bu savaşın maalesef bu kadar zarar vermiş olması, Türkiye’deki anayasal ve politik yapının ne kadar kurumsal olmadığı ve bizim düşünebileceğimiz özgürlükçü yapıdan ne kadar uza...

Harita üzerinden sorunu görmek

ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin göreve geldiğinden beri kaç defa İsrail’i ziyaret ettiğini saymaktan çoktan vazgeçtim ancak Ortadoğu’daki çözüm bekleyen onca karmaşaya rağmen önceliğini İsrail-Filistin barış görüşmelerinin bir sonuca bağlanmasına verdiğinden eminim. Kerry’nin son ziyaretinde Ürdün Vadisi’nin kaderi önemli bir gündem maddesi haline geldi. Tüm detaylar açıklanmamış olsa da, ana hatlarıyla askerden arındırılmış bir Filistin Devleti kurulduğunda, sınırlı sayıda İsrail askerinin Ürdün Vadisi’nde güvenliği sağlaması açısından on yıl süre ile kalması düşünülüyor. Ayrıca, Ürdün sınırındaki geçişlerden İsrail’in haberdar olması, Filistin polisinin eğitilmesi, elektronik güvenlik sistemlerinin yaygınlaştırılması ve bölgede BM barış gücü veya NATO askerlerinin bulunması öngörülüyor.

Cenevre 2’den mucize çıkmaz

22   Ocak’ta İsviçre’nin Montrö kentinde 30’u aşkın ülkenin katılımıyla Suriye barış görüşmeleri törenlerle başlayacak. Rejim ile muhalifler arasındaki asıl görüşmeler ise 24’ünde Cenevre’de gerçekleşecek. Cenevre 1’i nasıl değerlendirirsiniz bilmem ama ikincisinin bir mucize gerçekleştireceğini düşünen olduğunu sanmıyorum. Cenevre 2’nin ana amacı ilkinde alınan kararın uygulanması, yani tarafların kabul edeceği tam yetkili bir geçiş hükümetinin kurulması için gerekli adımların atılması. Cenevre 2 rejim ve muhalefetin bir bölümünün katılması açısından önemli. Üç yıldır süren savaşın taraflarını bir masa başına toplayabilmesi bakımından da bir ilk olacak.

Emek Sineması’nın mimarını hatırlamak

Bu yazı çok özel. Aldığım en anlamlı ödüllerden biri. Teşekkürler Atilla Dorsay! Onur duydum. Karel Valansi Atillâ Dorsay, Emek Sineması ve Beyoğlu hakkında yazdığı son kitabında Şalom yazarı Karel Valansi’nin Emek Sineması’nın mimarı ile ilgili söyleşisine de yer verdi. Önemli sinema yazarı Atillâ Dorsay’ın Emek Sineması ve Beyoğlu’nun geçirdiği çarpıcı değişimi anlattığı yeni kitabı  ‘Emek Yoksa Ben de Yokum! Bir Kültür Semtinin Çöküşü’  Kırmızıkedi Yayınevi tarafından yayınlandı. Beyoğlu’nun sinemaları başta olmak üzere semtin tarihini ve geçirdiği değişimleri anlatan Dorsay, kitabında Şalom yazarı Karel Valansi’nin Emek Sineması’nın mimarı Rafael Alguadiş ile ilgili oğlu Jak Alguadiş ile yaptığı söyleşisine de yer verdi. Dorsay kitabında şöyle anlatıyor : “ Emek olayını inatla gündemde tuttuğumuz günlerde, bir hanımefendi beni ısrarla aradı. Sinemanın mimarının yakını olduğunu söyledi ve kendisinde binanın mimarından kalan belgeler olduğunu, istersem verebile...

Soli Özel: Bu kavganın galibi olmaz

Habertürk Gazetesi köşe yazarı ve Kadir Has Üniversitesi öğretim görevlisi Soli Özel ile Türk ve dünya gündemindeki konuları konuştuk, Türkiye’nin içinde bulunduğu AKP-cemaat kavgasından, 2014’ün çözüm bekleyen en kritik konuları olan Suriye, ABD-İran yakınlaşması ve İsrail-Filistin barış görüşmelerini tartıştık Türkiye içindeki kavgayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Bugün olanlar teorik olarak baktığınızda zaten olması beklenen şeyler. Şiddetini veya zamanlamasını kestirmek belki mümkün değildi ama Hakan Fidan’ın ifade vermeye çağrılmasıyla savaş ilanı yapılmıştı. Bunun daha da kızışarak süreceğini bekliyorduk. Neden tam seçimlerden önce diye sorsak da Başbakan dershaneleri kapatma hamlesiyle karşı taarruzda bulunmuş oldu. Gülenciler de buna 17 Aralık’ta hakikatten ağır bir cevap verdiler. Basındaki bir takım sözcüleri aracılığıyla da ima ettikleri gibi Süleyman Demirel’in deyimiyle “Turpun büyüğü heybededir,” dediler. Birçok görevden alınmaya rağmen...