Ana içeriğe atla

Rusya'nın Sesi radyosunda Putin-Netanyahu görüşmesi ve S-300 savkiyatı izni rahatsızlığını konuştuk

İsrail, Rusya’nın İran'a yapacağı S-300 füze savunma sistemi sevkiyatına tepki gösterdi. Gazeteci Karel Valansi’ye göre İran’ın sahalara geri dönmesinden endişe duyan İsrail için güvenlik her zaman öncelikli bir konu.
Rusya'nın 5 yıllık erteleme sürecinin ardından İran'a yapacağı S-300 füze savunma sistemi sevkiyatı İsrail yönetimini endişelendirdi. Başbakan Benyamin Netanyahu, Tahran'ın füzeleri aldıktan sonra daha fazla saldırganlaşacağını savundu.  Devlet Başkanı Vladimir Putin, telefonda görüştüğü İsrail liderine S-300'lerin teknik açıdan tamamen savunma amaçlı olduğunu söyleyerek güvence verdi. Putin, füzelerin İsrail'in güvenliği açısından herhangi bir tehdit oluşturmayacağını söyledi.
 Şalom yazarlarından Karel Valansi konuyu Sputnik’e değerlendirdi.
‘GÜVENLİK İSRAİL İÇİN HER ZAMAN ÖNCELİKLİ’
İran uluslararası sisteme geri dönmesinden İsrail ve Suudi Arabistan’ın büyük rahatsızlık duyduğunu ifade eden Valansi şunları söyledi:
“Ortadoğu’ya baktığımızda İran’ın oldukça güçlendiğini görüyoruz. İran, oyuna güçlü bir şekilde geri dönüyor. İsrail endişelenmekte haklı çünkü S-300 çok gelişmiş bir füze sistemi. Güvenlik, İsrail için her zaman öncelikli bir konu oldu. Netanyahu güvenlik kartını her zaman lehine kullanıyor. Bu endişe ülkenin kodlarında var. Bunun sebeplerinden birincisi İsrail’in çevresinin onu haritadan silmeye ant içmiş ülke ve gruplarla dolu olması. İkincisi Holokost’u yaşaması. İsrail ve Yahudiler bu tarihi yükü taşıyorlar. Netanyahu da bunu kendi çıkarına kullanıyor.” 
‘İSRAİL ABD’DEN UZAKLAŞTIKÇA RUSYA’YA YAKINLAŞIYOR’
Valansi’ye göre Rusya-İsrail ilişkilerinde bir yakınlaşma söz konusu:
“ABD ile İsrail arasındaki sıkıntı devam ettikçe İsrail, Rusya’ya doğru yaklaşıyor. Bunu İsrail’in Birleşmiş Milletler’in Kırım oylamasına katılmamasından ya da  Kırım’ın Rusya’ya bağlanmasını eleştirmemesinden görüyoruz. İlişkilerin ilerlemesi için önemli bir sebep de Rusya Yahudileri. Sovyetler Birliği’nin çökmesinin ardından İsrail’e yaklaşık bir milyon kişi göç etti. Dolayısıyla bugün Ruslar, nüfusun yüzde 15’ini oluşturuyorlar. Ülkenin kültüründen politikasına her şeyi etkileyebilecek güçteler. Rusça, İbranice ve Arapçadan sonra ülkedeki üçüncü önemli dil haline geldi. İki ülke arasındaki ticaret, askeri ilişkiler, işbirlikleri çoğalıyor. Turizm ciddi bir şekilde artıyor. Aralarında vize yok. Rus Gazprom şirketi sene İsrail’e 20 yıllık sıvılaştırılmış doğalgaz LNG anlaşması yaptı. Yani Doğu Akdeniz’den çıkacak doğalgazda ortaklık halindeler. Fakat Rusya’nın ABD’nin yerini alması mümkün değil. Çünkü ABD’nin İsrail’e çok ciddi bir desteği var.”

Ses kaydı için:
http://tr.sputniknews.com/columnists/20150415/1015009933.html#ixzz3YoCroHUM

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Unutmayacağız

Unutmayacağız... Bu sözü ne kadar da çok tekrarlıyoruz. Oysa çok değil birkaç yıl sonra her şey gibi o unutulmaz denen şey de unutuluyor. Zamanın akışına bırakılıyor. Bir tek anne-babalar, eşler, çocuklar hatırlıyor, acısını en derinde hissediyor. Bir tek onlar için o yangın devam ediyor. Ateş bir tek düştüğü yeri yakıyor. Bu söz bir kere de hatalı çıksın istiyorum, olmuyor, çıkmıyor. Bu sene 15 Kasım’da bir yazı aradı gözlerim. Ama kuru kuru bir haber değildi istediğim, bulamadım. Fark ettim ki  bu konuyla ilgili sosyal medyada paylaşabileceğim yazılar ya daha önce kendi yazdıklarım, ya Şalom Gazetesi’nde çıkanlar, ya da geçen sene ben dahil dört kişiyle röportaj yapan Agos’un söyleşisiydi. Bu kadar. Aradan geçen 13 sene, 15 ve 20 Kasım saldırılarının vahşetini, korkunçluğunu, kayıplarını unutturmuş olmalı.  Çok daha önemli görülen konular olmalı ki, El Kaide terör örgütünün İstanbul’un göbeğine gerçekleştirdiği bu saldırılar konuşulmadan, kurbanları anılmadan geçilebiliyor. Ya

Survivor Hayim’in gerçek dünyası - Söyleşi

Hayim, çok sevdiğim bir arkadaşımın kuzeni. Aklı başında, ne istediğini bilen biri. Askerlik dönüşünde ani bir kararla Survivor yarışmasına katıldığını duyduğumda çok şaşırmıştım. Pek spor yapmayan, atletik olmayan biri neden zor koşullarda, dayanıklılık, irade ve güç isteyen bir televizyon programına katılır? Bunları konuşurken, sayesinde takip etmeye başladığım Survivor ile ilgili tüm merak ettiklerimi de sordum; kameralara yansımayan gizli bir tuvalet var mıydı, ya da yayın bitince gidilen lüks bir otel? Begüm’le arasında bir yakınlaşma oldu mu, Merve neden pişman oldu yarışmaya katıldığına? İşte Sabah Gazetesinden Yüksel Aytuğ’un teşekkür ettiği, seyircilerin filozof olarak tanımladığı Hayim ve Survivor yarışmasının bilinmeyenleri… Survivor maceran nasıl başladı? Katılmak nereden aklına geldi? Arkadaşlarımla uzun süredir Survivor’u takip ediyorduk. Hep katılmak istiyordum ama televizyona çıkmak beni korkutuyordu. Geçen sene iki yakın arkadaşım Dominik’e gittiler. Yarışmacıları

“We are Beyond What I Had Dreamed of When I Moved to Dubai”

Cem Habib  We talked about how the peace deal between Israel and the United Arab Emirates affected the Jewish life in the Emirates, with the investment manager Cem Habib, who has been living in Dubai since 2016, and who is one of the founding members of the Jewish Council of Emirates (JCE), the first officially recognized Jewish community of the UAE. How long have you been living in Dubai? What influenced you in deciding to live here? I moved to Dubai in 2016, before I had been living in London. My customer base at that time was in Kazakhstan and it had gotten harder commuting there from London every month after 6 years. There were three direct flights between Dubai and Kazakhstan, every day, with a flight time of less than 4 hours. To improve our quality of life and to spend more time with the kids, we moved to Dubai. When moving, how could you overcome the thought “As a Jew, will I be comfortable living in an Arab country with my family?” I talked to my friends from different countri