Ana içeriğe atla

Tel Aviv Üniversitesine konuk oldum


Gazetemizde ‘Objektif’ başlıklı köşesinde dış politika yorum ve analizlerine yer verdiğimiz Karel Valansi, geçtiğimiz hafta Tel Aviv Üniversitesi’ne konuk oldu.

Üniversitenin yabancı diller yüksekokulu Türkçe bölümü öğretim görevlisi Deborah Shechter’in daveti üzerine Ortadoğu tarihi öğrencilerinin tercih ettiği Türkçe dersine konuşmacı olarak davet edilen Valansi, Türkiye-İsrail ilişkileri ve Türk Yahudileri ile ilgili konuşmasının ardından öğrencilerden gelen soruları yanıtladı. İngilizce ve Arapçanın zorunlu olduğu üniversitede ek dil olarak sunulan Türkçeye en büyük talep Ortadoğu tarihi öğrencilerinden geliyor. Sanat tarihinde Osmanlı dönemini çalışan, Türk kökenli olup Türkçeyi öğrenmek isteyen veya Türkiye ve Türk kültürünü merak eden öğrenciler dışında Türk gelini ile daha iyi anlaşabilmek için Türkçe öğrenmek isteyen bir öğrenci de bulunuyor.
Öğrencilerden gelen soruların başında Türk halkının İsraillileri düşman olarak görüp görmedikleri ve bir İsraillinin Türkiye’yi ziyaret etmesinin güvenli olup olmadığı geldi. Seçimler öncesi Türkiye’nin siyasi durumu ile ifade ve basın özgürlüğü konularının tartışıldığı soru cevap bölümünde İsrail’in Türkiye’de ne kadar tanındığı da irdelendi. Hangi İsrailli yazarların eserlerinin Türkçeye çevrildiği ve okunduğu merak edilirken, ‘Duman’ gibi birçok Türk müzik grubunun ve ‘Karadayı’ gibi televizyon dizilerinin İsrail’de de merakla takip edildiği paylaşıldı. Çoğunluğu Türkçe, zor kısımları ise İngilizce süren sohbette öğrencilerin kendilerini Türkçe ifade etme becerisi ve çabası kayda değerdi.


Şalom Gazetesi 22 Nisan 2015
http://www.salom.com.tr/haber-94864-karel_valansi_tel_aviv_universitesinde_turkce_dersinde_konusmaci_oldu.html

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

“We are Beyond What I Had Dreamed of When I Moved to Dubai”

Cem Habib  We talked about how the peace deal between Israel and the United Arab Emirates affected the Jewish life in the Emirates, with the investment manager Cem Habib, who has been living in Dubai since 2016, and who is one of the founding members of the Jewish Council of Emirates (JCE), the first officially recognized Jewish community of the UAE. How long have you been living in Dubai? What influenced you in deciding to live here? I moved to Dubai in 2016, before I had been living in London. My customer base at that time was in Kazakhstan and it had gotten harder commuting there from London every month after 6 years. There were three direct flights between Dubai and Kazakhstan, every day, with a flight time of less than 4 hours. To improve our quality of life and to spend more time with the kids, we moved to Dubai. When moving, how could you overcome the thought “As a Jew, will I be comfortable living in an Arab country with my family?” I talked to my friends from different countri

Survivor Hayim’in gerçek dünyası - Söyleşi

Hayim, çok sevdiğim bir arkadaşımın kuzeni. Aklı başında, ne istediğini bilen biri. Askerlik dönüşünde ani bir kararla Survivor yarışmasına katıldığını duyduğumda çok şaşırmıştım. Pek spor yapmayan, atletik olmayan biri neden zor koşullarda, dayanıklılık, irade ve güç isteyen bir televizyon programına katılır? Bunları konuşurken, sayesinde takip etmeye başladığım Survivor ile ilgili tüm merak ettiklerimi de sordum; kameralara yansımayan gizli bir tuvalet var mıydı, ya da yayın bitince gidilen lüks bir otel? Begüm’le arasında bir yakınlaşma oldu mu, Merve neden pişman oldu yarışmaya katıldığına? İşte Sabah Gazetesinden Yüksel Aytuğ’un teşekkür ettiği, seyircilerin filozof olarak tanımladığı Hayim ve Survivor yarışmasının bilinmeyenleri… Survivor maceran nasıl başladı? Katılmak nereden aklına geldi? Arkadaşlarımla uzun süredir Survivor’u takip ediyorduk. Hep katılmak istiyordum ama televizyona çıkmak beni korkutuyordu. Geçen sene iki yakın arkadaşım Dominik’e gittiler. Yarışmacıları

Ahmet Han: “Türkiye ile İsrail kadar stratejik çıkarları bu kadar örtüşen iki ülke daha yok”

Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Kasım Han ile İsrail’de üç çocuğun kaçırılmasının ardından başlayan süreci, son Gazze operasyonunun hem İsrail-Filistin ilişkilerinin geleceğine hem de dünyada artan antisemitizme etkisini konuştuk. Ayrıca yaşanan tüm bu olayların Türkiye’deki yansımaları ve Türkiye-İsrail ilişkilerinin geleceğini tartıştık. Dökme Kurşun Operasyonu’ndan sonra İsrail ile Hamas arasında sükûnete karşı sükûnet anlayışı hâkimdi. Ne değişti? İsrailli üç çocuğun kaçırılıp öldürülmesi ile mi işler değişti yoksa daha önceden bunun sinyalleri var mıydı? Tarafların ikisinin de birbirleri ile ilgili bir algıları var. Kim kimin neyi ne kadar stokladığını biliyor. Bu bakımdan herkesin bir müdahale eşiğinin olduğunu düşünüyorum. Yüksek sesle çok söylenmiyor ama pişe pişe bir noktaya geldiği zaman taraflar biliyor ki artık orada mutfağa girmek, müdahale etmek lazım. Bu İsrail için Hamas’ın silahlanması ve altyapısını geliştirmesi ile