Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Kasım, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Paris, yeniden

P aris 2015 yılını,  Tour Eiffel  ışıkları, romantik filmlerin mekânı, âşıkların şehri olarak değil terörün hedef olarak belirlediği, kanlı saldırıların mekânı olarak hatırlayacak. Yılın ilk ayında, dini değerleri eleştiren mizah dergisi Charlie Hebdo ve Yahudilerin hedef olduğu kaşer markete yapılan terör saldırıları Fransa’nın 11 Eylül’ü olarak tanımlanmıştı. Bu terör eylemlerinin üçüncü kuşak Fransızlar tarafından işlenmiş olması entegrasyon, ırkçılık, kamuda temsil sorununu gösteriyordu. Müslümanların Suriye savaşı ile birlikte içselleştirdiği bir duyguyu, Batı tarafından kaderlerine terk edildikleri, Müslüman hayatının önemli olmadığı inancının bir yansımasıydı. Fransa’nın Avrupa’dan en çok yabancı cihatçı çıkaran ülke olması da bu duygunun dışavurumuydu. Haziran sonunda IŞ(İD), halifelik ilanının yıldönümünü üç farklı kıtada gerçekleştirdiği üç farklı terör saldırısıyla ‘kutlamıştı’. Geçtiğimiz hafta da bir benzerini Beyrut ve Paris’te gerçekleştirdi. Paris’teki saldırıda Avru

Ofra Bengio: “The Palestinian-Israeli conflict is not the reason of all the trouble in the world. The terrorist attacks have causes and ways of their own”

During her visit to Istanbul, we had the chance to discuss recent events with Professor Ofra Bengio. She shared her views on the terrorist attacks in Paris, developments in Syria, Iraq and KRG, the future of Turkey-Kurdish peace process and Turkish-Israeli relations for Salom readers. Ms. Bengio is a Senior Research Fellow at the Moshe Dayan Center for Middle Eastern and African Studies, and professor in the department of Middle Eastern History at Tel Aviv University Russia’s military intervention in Syria has dramatically changed the calculations of all involved in Syria. Why Russia wanted to become involved in Syria now? Russia felt that there is a certain vacuum in Syria that needs to be filled. The U.S. was not fulfilling its task of fighting ISIS. Furthermore, Obama put certain redlines but did not act on them so this emboldened the Russians to take this move. Secondly, the Assad regime was in a very shaky situation, almost on the verge of collapse while ISIS was gaining

Ofra Bengio: “Her terör saldırısının ardında İsrail-Filistin çatışması yok”

İ stanbul’u ziyaret eden Profesör Ofra Bengio ile dünyayı sarsan Paris terör saldırılarını, Suriye ve Irak’taki gelişmeleri, 1 Kasım seçimlerini, barış sürecinin geleceğini ve Türkiye-İsrail ilişkilerini konuştuk. Düşüncelerini Şalom okurları için paylaşan Bengio, Tel Aviv Üniversitesi Ortadoğu Tarihi bölümünde profesör ve Moşe Dayan Ortadoğu ve Afrika Çalışmaları Merkezi’nde kıdemli araştırmacı olarak görev alıyor. Rusya’nın askeri olarak Suriye denklemine dahil olması, tüm ilgili ülkelerin hesaplarını alt üst eden bir gelişme oldu. Rusya neden şimdi harekete geçti? Rusya Suriye’deki güç boşluğunun giderilmesi gerektiğini düşündü. ABD, IŞİD ile savaşma konusunda kendine düşeni yerine getirmiyordu. Obama bazı kırmızı çizgiler belirledi ancak bunları uygulamadı. İkinci olarak, Esad rejiminin sallantıda olduğunu gördü. Öte yandan kimsenin durdurmadığı IŞİD ilerleyip toprak kazanıyordu. Bu durum, Rusya’ya Baas rejimini korumak için gerekli mazereti verdi. Üçüncü olarak, Rusya dü

‘Sanki gökler de bizimle birlikte ağlıyordu’

Neve Şalom’a yapılan ikinci saldırının 12. yıldönümünde, Riva Hayim, Karel Valansi, İrving Baruh ve Danny Baran’la saldırının Türkiye’deki Yahudi toplumuna etkileri üzerine konuştuk. İstanbul Yahudi toplumunun en önemli ibadethanelerinden biri olan Neve Şalom, bugüne dek iki büyük saldırıya uğradı. Saldırıların ilki 1986’da, ikincisi ise 2003’te gerçekleşti, her iki saldırıda onlarca insan hayatını kaybetti. Bu saldırılar Türkiye toplumunda yankı uyandırsa da kısa sürede unutuldu, üstü örtüldü. Neve Şalom’a yapılan ikinci saldırının 12. yıldönümü yaklaşırken, Riva Hayim, Karel Valansi, İrving Baruh ve Danny Baran’la saldırının Türkiye’deki Yahudi toplumuna etkileri üzerine konuştuk.

Yeni Ortadoğu’da eski Türkiye yetmez

Son 13 yıldır kesintisiz, tek parti olarak iktidar olmuşsanız ve son seçimlerde oy oranınızı arttırarak yüzde 50’ye yakın bir destekle yeniden seçilmişseniz, normal şartlarda ajandanızda büyük değişikliklere gitmezsiniz. Ancak, içte her konu politize olmuşsa, halk arasında yoğun bir kutuplaşma yaşanıyorsa, sınırlarınızın hemen ötesinde ise yeni bir Ortadoğu inşa ediliyorsa bunu sürdürebilmeniz pek olası değil. İç politikada başta Kürt konusu olmak üzere tüm halkı kapsayıcı adımlar gerekirken, dış politikayı sil baştan ele almak gerekiyor. Dış politikada değişimin sinyalleri aslında seçimlerden önce verilmeye başlandı. Fiilen dışişleri bakanı gibi çalışan Feridun Sinirlioğlu’na bu görevin resmen verilmesi değişimin önemli bir göstergesiydi. Bölgedeki son gelişmeler Türkiye’yi Batı ittifakına yeniden yakınlaştırdı. Ankara’nın İncirlik Üssünün kullanım iznini vermesi de bu değişimin ana sembolü oldu. Tek parti iktidarının verdiği hareket rahatlığı, zayıf muhalefet, yakın zamanda bir se

Erdoğan Landslide no threat to country's Jews, says Turkish-Jewish journalist

The stunning victory of the conservative Justice and Development Party (AKP) in Turkey does not pose a threat to Turkish Jewry, Turkish-Jewish columnist and blogger Karel Valansi told  The Algemeiner  on Thursday. Valansi, the political columnist for the Turkish-Jewish weekly,  Şalom , said the “public voted for security and against the instability that is perceived with governments formed by coalition.”

En büyük asker bizim asker! Adı Ari, Yorgo ya da Hrant dahi olsa...

Gayrimüslimlerin askerlik anılarından yola çıkarak hazırladığı ‘Ali Değil Ari Komutanım’ belgeseli ile adından söz ettiren genç yönetmen Deniz Özden ile filmin hikâyesini konuştuk. Özden, film öncesinde nelerden etkilendiğini, çekim aşamasında ne zorluklarla karşılaştığını Karel Valansi’ye anlattı.    Deniz Özden genç bir yönetmen, halen Beykent Üniversitesi Sinema Televizyon Bölümünde eğitimine devam ediyor. Onu ilk kez 14 ödül kazanan ‘Bir Maç Günlüğü’ belgeseli ile duyduk. Şimdi ise yeni belgeseli ‘Ali Değil Ari Komutanım’ ile adından söz ettiriyor. Bir süre önce Şişli Kent Kültür Merkezinde galası yapılan belgeselde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı gayrimüslimlerin yaşadıklarına ışık tutuyor. ●  Türkiye’de yaşayan gayrimüslimlerin askerlik anıları üzerine bir belgesel yapma fikri nasıl doğdu? Bu fikir nasıl karşılandı? Tesadüfen tanıştığım Hristiyan Ermeni bir ağabeyimin bana askerlik anılarından söz etmesinin etkisiyle başladı. Eski dönemlerde yaptığı askerliğinde yaşadığı