“O köfteciye giderek saldırı nedeniyle yarım kalan o çemberi tamamlamalıydım. Mahallemden çıkar çıkmaz İstanbul’a geldim. Arkadaşlarımın cesetlerini gördüğüm yerle yüzleşmem gerekiyordu. Eskisine nazaran daha iyi hissediyorum” diyordu David, Şalom Gazetesi yazarı Karel Valansi’ye…
Gaziantep’teki saldırıyı duymadan önce David Dud Califa hakkında yazıyordum.
David, 19 Mart’ta Beyoğlu’ndaki bombalı saldırıda, aralarında hayatlarını kaybedenlerin de olduğu İsrailli turist grubunu İstanbul’a getiren kişi.
Grup, David’in rehberliğinde bir gurme tur yapacaktı.
O gün kahvaltı sonrası, İstiklâl’de gezine gezine Califa’nın favori köftecisine gitmek üzere yola çıktılar.
Birkaç kişi fotoğraf çektirmek istedi. Dördüncü fotoğraf çekildikten tam bir dakika sonra bomba patladı. Fotoğraf çekilirken önde yürümeye devam eden 3 arkadaşları (Avi Goldman, Yoni Suer, Simha Damri) öldü. Fotoğraftakiler de ağır ruhsal ve fiziksel yaralar aldılar.
‘İSTANBUL İKİNCİ EVİMİZ’
Hâlâ koltuk değnekleriyle yürüyebilen Califa, saldırıdan 5 ay sonra, geçtiğimiz hafta İstanbul’a geldi. Onun İstanbul sevgisini, Mikla Genel Müdürü Sabiha Aydın’dan dinlemiştim. Saldırıdan hemen sonra bile “İstanbul ikinci evimiz. Bir gün döneceğiz bu kesin…” diyordu.
David patlamanın olduğu yere gitti.
O gün, çalıştığı dükkândaki tüm eşarpları alıp kan kaybetmesinler diye yaralıların kollarını, bacaklarını saran adamı sordu. İşten ayrıldığını öğrendi.
O adama teşekkür edemedi ama o gün gidemedikleri Köfteci Hüseyin’e gitti!
Peki neden?
O gün, çalıştığı dükkândaki tüm eşarpları alıp kan kaybetmesinler diye yaralıların kollarını, bacaklarını saran adamı sordu. İşten ayrıldığını öğrendi.
O adama teşekkür edemedi ama o gün gidemedikleri Köfteci Hüseyin’e gitti!
Peki neden?
‘ÇEMBERİ TAMAMLAMALIYDIM’
Bu gelişinde onunla buluşan yemek yazarı -kendisi de klinik psikoloji eğitimi almış olan- Cemre Narin kritik soruyu sormuş: “Psikoloğun mu önerdi?”
Durumla yüzleşmesinin gerekli olduğunu söylemiş doktoru.
“O köfteciye giderek saldırı nedeniyle yarım kalan o çemberi tamamlamalıydım. Mahallemden çıkar çıkmaz İstanbul’a geldim. Arkadaşlarımın cesetlerini gördüğüm yerle yüzleşmem gerekiyordu. Eskisine nazaran daha iyi hissediyorum” diyordu David, Şalom Gazetesi yazarı Karel Valansi’ye…
Bu arada Instagram hesabından her gün İstanbul’da sevdiği lokantalardan fotoğraflar paylaştı; kâh ocakbaşına oturdu, kâh Kapalıçarşı tarafında dönerini yedi.
Cemre aracılığıyla “Bunu yazabilir miyim?” diye sordum David’e, “Bir ricam olabilirse” demiş, “Ölen arkadaşlarımın isimlerini yazabilir mi?”
Bu, o kadar önemli ki, kendi kayıplarımızı unutmamak, unutturmamak.
Gerekirse ağlamak, acı çekmek ama kendinden vazgeçmemek.
Durumla yüzleşmesinin gerekli olduğunu söylemiş doktoru.
“O köfteciye giderek saldırı nedeniyle yarım kalan o çemberi tamamlamalıydım. Mahallemden çıkar çıkmaz İstanbul’a geldim. Arkadaşlarımın cesetlerini gördüğüm yerle yüzleşmem gerekiyordu. Eskisine nazaran daha iyi hissediyorum” diyordu David, Şalom Gazetesi yazarı Karel Valansi’ye…
Bu arada Instagram hesabından her gün İstanbul’da sevdiği lokantalardan fotoğraflar paylaştı; kâh ocakbaşına oturdu, kâh Kapalıçarşı tarafında dönerini yedi.
Cemre aracılığıyla “Bunu yazabilir miyim?” diye sordum David’e, “Bir ricam olabilirse” demiş, “Ölen arkadaşlarımın isimlerini yazabilir mi?”
Bu, o kadar önemli ki, kendi kayıplarımızı unutmamak, unutturmamak.
Gerekirse ağlamak, acı çekmek ama kendinden vazgeçmemek.
Nilay Örnek Sözcü Gazetesi 23 Ağustos 2016 http://nilayornek.com/david-inadina-o-kofteciye-gitti-peki-neden/
Yorumlar