HEGKOM Hahambaşılık Eğitim Komisyonu’nun pazar akşamı düzenlediği film okumasında Yvan Attal’ın Fransa’daki antisemitizmi anlattığı ‘Ils Sont Partout / Her Yerdeler’ filmi incelendi. Düzenlenen panelde Seyfi İşman’ın moderatörlüğünde, Şalom yazarları Denis Ojalvo, Karel Valansi ve Mois Gabay antisemitizmi birçok farklı boyutuyla ele aldılar.
HEGKOM Hahambaşılık Eğitim Komisyonu’nun pazar akşamı düzenlediği film okumasında, Steven Spielberg’in Munich (Münih) filmindeki oyunculuğuyla akıllara kazınan Fransız yönetmen ve komedyen Yvan Attal’ın 2016’da vizyona giren ‘Ils Sont Partout / Her Yerdeler’ filmi incelendi.
Filmin senaryosunu yazan, yöneten ve aynı zamanda başrolünde oynayan Yvan Attal babası Elie Attal’a adadığı filmde, Cezayir kökenli Sefarad bir Fransız Yahudi’si olarak yaşadıklarından yola çıkarak Fransa’daki çağdaş antisemitizmin resmini çiziyor. Konu itibariyle gülünecek unsuru bulunmayan bu konu ile ilgili Attal, altı farklı skeçte klasik antisemit klişeleri kullanarak güldürerek hikâyesini anlatıyor.
Film, gerçek hayattaki gibi Fransız Yahudi’si bir aktörü oynayan Yvan Attal’ın psikoloğu ile terapi seanslarındaki kendi Yahudi kimliği ile ilgili tespitleri üzerine kurulu. Terapi seanslarında Attal’ın antisemit bir klişeyi dile getirmesi, yeni bir hikâyeyi başlatıyor. Anneannesi vefat ettiğinde onun Yahudi olduğunu öğrenen aşırı sağ bir partinin liderinin eşinin bu durumu kendi siyasi yükselmesi için kullanmaya çalışması, tek fakir Yahudi olduğu için Yahudilikten istifa etmeye karar veren genç boşanmış bir baba, Mossad’ın antisemitizmin başlangıcının Hazreti İsa’ya başlandığına karar verip bir zaman kapsülü icat etmesi, Drancy’deki Holokost anma anıtının karşısında oturan bir adamın kızıl saçlıların da acı çektiğini savunması, bir sorunun cevabının kolay olabileceğine inanmayan hahamların hiç bitmeyen fikir tartışması ve tüm Yahudilerin zengin ve başarılı olduğuna inanan Fransa’nın bir referandum ile Yahudiliği seçmesi bu hikayeleri oluşturuyor. Irkçılık ve nefret söyleminin olmadığı ve tüm güzel kadınların Yvan Attal’ın peşinden koştuğu rüyaları ise filmin bir diğer neşesi.
Filmde Attal’ın eşi Charlotte Gainsbourg’ın yanı sıra Valérie Bonneton, Benoît Poelvoorde, Dany Boon, Gilles Lellouche, Patrick Braoudé, François Damiens gibi Fransız sinemasının önemli isimleri oynuyor. Türkiye’de vizyona girmeyen film Netflix’te Türkçe altyazılı olarak yayınlanıyor. Filmin İngilizce altyazılı fragmanını https://youtu.be/gXtvFqPQwR0 linkinden izleyebilirsiniz.
Çağdaş antisemitizm üzerine panel
Pazar gecesi, sinema tutkunu Diş Hekimi Seyfi İşman’ın moderatörlüğünde bu film ve çağdaş antisemitizm üzerine düzenlenen panelde Şalom yazarları Denis Ojalvo, Karel Valansi ve Mois Gabay yer aldılar.
Antisemitizmin tanımı ve Türkiye’de öne çıkan antisemitizm söylemlerinin üzerine yapılan konuşmalarda Denis Ojalvo Siyonizm konusuna dikkat çekti. Siyonizm’in anlamı, bu konudaki eksik bilgiden kaynaklanan söylemlerden örnekler verdi.
Mois Gabay Türkiye’deki antisemitizm konusuna odaklandığı konuşmasında siyasilerin yanı sıra sosyal medya ile daha görünür hale gelen antisemit söylemleri örnekleriyle açıkladı.
Türk halkına “Yahudilik nedir?” diye sorularak yapılan bir sokak röportajının izlenmesinin ve çoğu kişinin bu soruya “İsrail” olarak cevap vermesi üzerine Karel Valansi konuşmasında Yahudilik ve İsrail arasında bir fark görülmemesinin ve antisemitizmin yeni bir türü olarak kabul edilen İsrail karşıtlığının sebeplerini, nasıl geliştiğini, bu anlayışta İsrail’in bir payı olup olmadığını anlattı. Türkiye’de ise tüm tanımların birbirine girdiğine işaret eden konuşmacıların ardından izleyiciler de katkılarını sundu.
Şalom gazetesi 17 Ocak 2018 http://www.salom.com.tr/haber-105583-salom_yazarlari_cagdas_antisemitizmi_konustular.html
Yorumlar