Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Aralık, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Evren Balta: “Vatanın ne olduğu, kimin o vatana dahil olduğu Türkiye’nin en önemli fay hattı”

Özyeğin Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı ve İstanbul Politikalar Merkezinde kıdemli uzman olan Doç. Dr. Evren Balta ile çağımızın ana sorunları olan belirsizliği, eşitsizliği, popülizmi, komplo teorilerini, değişen milliyetçilik ve vatandaşlık kavramlarını ve Türkiye’yi derinden etkileyen göç meselesini konuştuk Çağımızın bir ruhu var mı? Çağın ruhunu büyük oranda umut ilkesinin eşlik etmediği bir belirsizlik durumu olarak tanımlayabilirim. İnsanlık tarihinin tamamı geleceğe yönelik bir belirsizlik üzerine kurulu. Ama bu belirsizlik içerisinde dahi her zaman geleceğimizin bugünden daha iyi olacağına, çocuklarımızın geleceğinin bizimkinden daha iyi olabileceğine dair bir umudu barındırıyordu. Özellikle II. Dünya Savaşı sonrası bu umudun, refah devletlerinin gelişmesi, sosyal devlet pratiklerinin yaygınlaşmasıyla arttığını gözlemleyebiliyoruz. Ama içinde bulunduğumuz bu dönemin en önemli özelliği belirsizliğin yanında bir umut ilkesinin olmaması.  Yani çocukları

Üçüncü seçimlere doğru

İsrail 11 ay içinde üçüncü kez seçimlere hazırlanıyor. 2 Mart olarak tespit edilen yeni seçim tarihi ile birlikte iki kıyasıya çekişme bir arada start aldı. İlki, sürekli rövanşı yapılan ama bir türlü başbakanı seçemeyen genel seçimler. Son ana kadar bir mucize olur ve bir anlaşmaya varılır diye bekleyenler hayal kırıklığına uğradı ve en istenmeyen sonuç olan üçüncü seçimlere gitmekten başka çare kalmadı. Ancak üçüncü seçimin bir çare üretebileceğini düşünmeyin. Var olan siyasi çıkmaz aşılamazsa bu işin dördüncüsü de beşincisi de olur. İkinci yarış ise 26 Aralık’ta Likud Partisi içinde yaşanacak. Liderlerine bağlılıkları ile bilinen Likudcular, Netanyahu’nun son seçimlerde aldığı yenilgiye rağmen liderlerini yalnız bırakmamış, desteklerini esirgememişlerdi. Ancak Netanyahu’nun selefi olarak gösterilen Gideon Sa’ar gidişattan memnuniyetsizliğini belli etmiş ve kısa bir süre önce Twitter’dan “Ben hazırım” diyerek liderlik yarışına katılacağını açıklamıştı. Sa’ar’ın adaylığı, Likud içi

Orta Doğu’nun yalnızlığı

Wall Street Journal’da 12 Aralık’ta çıkan bir haber şüphelerimizi doğrular biçimde Suudi Arabistan ile İran arasındaki yakınlaşmayı gözler önüne serdi. Habere göre aralarındaki gerilimi azaltacak adımları atmak için taraflar son aylarda hem Umman, Kuveyt, Pakistan gibi aracılar vasıtasıyla, hem de doğrudan görüşmeler gerçekleştirdiler. Haberde ayrıca, İran’ın Paris Büyükelçisi Bahram Ghasemi ve diğer yetkililerin açıklamalarına yer verildi. Buna göre, İran Suudi Arabistan’a saldırmazlık anlaşması ve petrol güvenliği için işbirliğini de taahhüt eden bir barış planı sundu. Haberde ayrıca Suudi Arabistan’ın, sadece Tahran ile değil, İran destekli Husilerle de gizli görüşmelerde bulunduğu iddiası yer alıyor. Bu ilginç gelişme Suudi Arabistan ile İran arasındaki ideolojik ve stratejik rekabeti sona erdirmeye yetecek boyutta olmamasına rağmen, özellikle yaz aylarındaki tanker saldırılarını ve Aramco saldırısını hatırlayınca, bölgede bir yumuşama ( détente)  yaşanması ve gerginliğin daha f