İlk başlarda, farklı ülkelerde her gün açıklanan yeni vaka ve ölüm rakamları, en vurdumduymazın bile koronavirüs konu olduğunda en azından bir kulak kabartmasına sebep oluyordu. Bu işin gerçekten ciddiye alınması ise ancak bu sayılar kendi ülkelerinden gelmeye başladığında başladı. O güne kadar büyük bir çoğunluk, uzak diyarları etkileyen, adı sanı bilinmeyen tropik, yeni bir hastalık, üzücü bir öykü gibi dinliyordu olan biteni. Daha sonra hayatın doğal akışını, alışkanlıklarımızı alt üst eden, başka türlü olabileceğini düşünemediğimiz yaşamımızın bir anda nasıl yarıda kesildiğini, o uzaklarda yaşananların üzücü bir hikayeden bir gecede nasıl kendi gerçekliğimize dönüştüğünü fark ettik. Okulların kapatılmasından, evden çıkmama tavsiyelerine değin bize dayatılan bu kısıtlamaları çok da sorgulamadan kabul etmek durumundayız. Bunları kabul etmek zorundayız çünkü bu kısıtlamaları geçici olarak görüyor ve normal, alışık olduğumuz özlediğimiz hayatlarımıza geri dönebilmenin tek anahtarı...