Ana içeriğe atla

Karel Valansi, Sputnik için İsrail’deki seçimi değerlendirdi: Uzun vadeli bir hükümet kurulmasını mümkün göremiyorum


İsrail yarın, iki yıl içinde dördüncü kez sandık başına gidiyor. Başbakan Benyamin Netanyahu’nun yolsuzluk tartışmaları içinde girilen seçim atmosferini yorumlayan Şalom Gazetesi yazarı Karel Valansi, siyasi çözüm için seçim sisteminin değişmesi gerektiğini savunuyor.

Erken seçim ve koalisyon krizi sarmalına giren İsrail'de 6.3 milyondan fazla seçmen, iki yıl içinde dördüncü kez sandık başına gidecek. Netanyahu’nun, hakkındaki yolsuzluk davası nedeniyle siyasi geleceği açısından büyük önem taşıyan seçimleri kazanarak mahkeme karşısında elini güçlü tutmayı hedeflediği öne sürülüyor.


‘Netanyahu’nun bir referandumu gibi olacak’

Valansi, 'Çok zorlu bir süreç' diye tarif ettiği seçimlere dair şu değerlendirmelerde bulundu:

“Siyasi bir istikrarsızlık var. İsrail’de her zaman koalisyon hükümetleri kuruluyor çünkü 3,25 gibi çok düşük bir baraj var. Bundan dolayı koalisyon pazarlıkları uzun sürecek. Hiç kimsenin eli çok kuvvetli değil. Son anketlerden bir tanesine göre, Netanyahu’nun partisi Likud, 29 sandalyede kalıyor. 120 sandalyenin en az 61’ini elde etmesi lazım. Likud’un her zaman destek gördüğü Ultra-Ortodoks partilerle beraber 47’ye geliyor. İsrail’deki seçimlerde sağ-sol ya da başka sebepler belirleyici olmuyor. Partiler, Netanyahu karşıtı ve yanlısı olarak bölünmüş durumdalar. Dolayısıyla bu da daha önceki seçimlerdeki gibi Netanyahu’nun bir referandumu gibi olacak.”


‘Arap nüfusuna yönelik çalışmaları var’

Netanyahu’nun her zaman kendi lehine sonuçlanacak adımlar attığını söyleyen Valansi, bu seçimdeki stratejisine dair ise şunları söyledi:

“Bir önceki seçimlerde ilhak tartışmaları üzerinden oy kazanmaya çalışıyordu. Şimdi öncekilerin tam tersine İsrail’in yüzde %20’sini oluşturan Arap nüfusuna yönelik bir çalışmaları var. Mesela aşı kampanyasının bir milyonuncu aşısını bir Arap vatandaşa yaptılar. Netanyahu bir Arap şehrine ziyarette bulundu. Bunun da sebebi bir önceki seçimde Arap partilerinin olduğu ortak listenin çok önemli oranda oy alması olarak gösterilebilir.”

“Seçimden ne sonuç çıkarsa çıksın uzun vadeli bir hükümet kurulmasını mümkün göremiyorum” diyen Valansi, “Seçim sisteminde barajın yükseltilmesi için bir değişiklik yapılması lazım” dedi.


Türkiye-İsrail ilişkilerine nasıl yansıyacak?

Türkiye-İsrail ilişkileri de son dönemde çeşitli iyileşme sinyalleri veriyor. Seçim sonuçlarının bu sürece nasıl etki edebileceğini değerlendiren Valansi, “7 Nisan’da yeni hükümet kurma görevinin kime verileceği önemli. Çünkü her zaman en yüksek oyu alana verilmiyor. Bütün partilerden fikir alınıyor ve ona göre bir karar veriliyor. Seçim sonuçlarında Netanyahu değil başka biri kazanırsa çok daha farklı bir ortam olur. O zaman Türkiye, yeni liderle yeni bir sayfa açmak isteyebilir” ifadelerini kullandı.

Turan Salcı röportajı Sputnik 22 Mart 2021 https://tr.sputniknews.com/columnists/202103221044088527-israil-iki-yil-icinde-dorduncu-kez-sandik-basina-gidiyor-kriz-asilabilecek-mi/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Unutmayacağız

Unutmayacağız... Bu sözü ne kadar da çok tekrarlıyoruz. Oysa çok değil birkaç yıl sonra her şey gibi o unutulmaz denen şey de unutuluyor. Zamanın akışına bırakılıyor. Bir tek anne-babalar, eşler, çocuklar hatırlıyor, acısını en derinde hissediyor. Bir tek onlar için o yangın devam ediyor. Ateş bir tek düştüğü yeri yakıyor. Bu söz bir kere de hatalı çıksın istiyorum, olmuyor, çıkmıyor. Bu sene 15 Kasım’da bir yazı aradı gözlerim. Ama kuru kuru bir haber değildi istediğim, bulamadım. Fark ettim ki  bu konuyla ilgili sosyal medyada paylaşabileceğim yazılar ya daha önce kendi yazdıklarım, ya Şalom Gazetesi’nde çıkanlar, ya da geçen sene ben dahil dört kişiyle röportaj yapan Agos’un söyleşisiydi. Bu kadar. Aradan geçen 13 sene, 15 ve 20 Kasım saldırılarının vahşetini, korkunçluğunu, kayıplarını unutturmuş olmalı.  Çok daha önemli görülen konular olmalı ki, El Kaide terör örgütünün İstanbul’un göbeğine gerçekleştirdiği bu saldırılar konuşulmadan, kurbanları anılmadan geçilebiliyor. Ya

Survivor Hayim’in gerçek dünyası - Söyleşi

Hayim, çok sevdiğim bir arkadaşımın kuzeni. Aklı başında, ne istediğini bilen biri. Askerlik dönüşünde ani bir kararla Survivor yarışmasına katıldığını duyduğumda çok şaşırmıştım. Pek spor yapmayan, atletik olmayan biri neden zor koşullarda, dayanıklılık, irade ve güç isteyen bir televizyon programına katılır? Bunları konuşurken, sayesinde takip etmeye başladığım Survivor ile ilgili tüm merak ettiklerimi de sordum; kameralara yansımayan gizli bir tuvalet var mıydı, ya da yayın bitince gidilen lüks bir otel? Begüm’le arasında bir yakınlaşma oldu mu, Merve neden pişman oldu yarışmaya katıldığına? İşte Sabah Gazetesinden Yüksel Aytuğ’un teşekkür ettiği, seyircilerin filozof olarak tanımladığı Hayim ve Survivor yarışmasının bilinmeyenleri… Survivor maceran nasıl başladı? Katılmak nereden aklına geldi? Arkadaşlarımla uzun süredir Survivor’u takip ediyorduk. Hep katılmak istiyordum ama televizyona çıkmak beni korkutuyordu. Geçen sene iki yakın arkadaşım Dominik’e gittiler. Yarışmacıları

“We are Beyond What I Had Dreamed of When I Moved to Dubai”

Cem Habib  We talked about how the peace deal between Israel and the United Arab Emirates affected the Jewish life in the Emirates, with the investment manager Cem Habib, who has been living in Dubai since 2016, and who is one of the founding members of the Jewish Council of Emirates (JCE), the first officially recognized Jewish community of the UAE. How long have you been living in Dubai? What influenced you in deciding to live here? I moved to Dubai in 2016, before I had been living in London. My customer base at that time was in Kazakhstan and it had gotten harder commuting there from London every month after 6 years. There were three direct flights between Dubai and Kazakhstan, every day, with a flight time of less than 4 hours. To improve our quality of life and to spend more time with the kids, we moved to Dubai. When moving, how could you overcome the thought “As a Jew, will I be comfortable living in an Arab country with my family?” I talked to my friends from different countri