Ana içeriğe atla

14 yıl sonra gelen tarihi buluşma

İsrail Devlet Başkanı Isaac Herzog ve eşi Michal Herzog resmi bir ziyaret için, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan´ın davetiyle Ankara´ya geldi. Olumlu mesajlar ve samimi bir ortamda gerçekleşen görüşmeler Türkiye ile İsrail ilişkilerinde yeni bir dönüm noktasına gelindiğini işaret ediyor. Bölgedeki gelişmeler, Ukrayna savaşı ve Doğu Akdeniz, iki ülke arasındaki iş birliğini daha da elzem hale getirdi. Liderlerin de belirttiği gibi, Ortadoğu´da istikrar ve barış için iki ülkenin diyaloğuna ve güven arttırıcı iş birliklerine ihtiyaç var. Geleceğe yönelik umutlu mesajlarla sona eren liderler arası görüşmeler, dışişleri ve enerji bakanlarının İsrail ziyareti ile sürecek.

Başkan Herzog'un İsrail’den ayrılmadan önceki sözleri

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın davetiyle resmi bir ziyaret için 9-10 Mart tarihlerinde eşi Michal Herzog ile Türkiye’yi ziyaret eden İsrail Devlet Başkanı Isaac Herzog, uçağa binmeden önce özellikle uluslararası düzenin sarsıldığı bir dönemde Türkiye-İsrail ilişkilerinin önemine değindi ve ziyaretinin ardından iki ülke ilişkilerinde diyaloğun yeniden kurulmasını temin etti. Herzog şu noktalara dikkat çekti: “Devlet başkanlığına başladığımdan beri diyalog halinde olduğum Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın daveti üzerine eşim Michal ile birlikte Türkiye'ye resmi bir ziyaret gerçekleştiriyoruz. İsrail-Türkiye ilişkileri, İsrail, Türkiye ve tüm bölge için önemli. Uzun yıllardan sonra ilk kez Türkiye'ye bir ziyaret olacak. Her konuda anlaşmayacağız. İsrail - Türkiye arasındaki ilişkilerde son yıllarda iniş çıkışlar yaşandı ancak ilişkilerimizi karşılıklı saygıyla yeniden başlatmaya, ölçülü ve temkinli bir şekilde inşa etmeye çalışacağız. Yahudilerin, Müslümanların ve Hristiyanların bölgemizde kendilerine refah ve mükemmel bir hayat getirecek şekilde barış içinde yaşayacakların dair vizyonumu her zaman vurguluyorum. Ziyaretim Başbakan Naftali Bennett ve Dışişleri Bakanı Yair Lapid ile koordineli olarak yürütülmekte. Ziyaretimin ardından Türkiye ile çeşitli düzeylerde derinlemesine bir diyalogun başlamasını, ilişkilerimizde ilerleme ve olumlu sonuçlar almayı umarım.”

Herzog’un Ankara ziyareti

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'ye ziyarette bulunan İsrail Devlet Başkanı Herzog'u resmi bir törenle karşıladı. Herzog'un bulunduğu makam aracını, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi önündeki caddede karşılayan süvariler, araca protokol kapısına kadar eşlik etti. Türkiye ve İsrail bayrağını taşıyan süvariler, 2007’den beri ilk kez devlet başkanlığı düzeyinde gerçekleştirilen ziyaretin sembol fotoğrafını oluşturdu. Erdoğan, Herzog'u Külliyenin ana giriş kapısında karşıladı. Tören alanında iki ülkenin milli marşları çalındı. Herzog, Muhafız Alayı Tören Kıtasını, Türkçe olarak “Merhaba asker” diyerek selamlarken, kendilerine 21 pare top atışı eşlik etti. Daha sonra başlayan ezan sesi ortama mistik bir hava kazandırdı. İki ülke heyetlerinin takdimi sonrasında Erdoğan ve Herzog, Türkiye ve İsrail bayrakları önünde gazetecilere o çok özlenen pozu verdi. Törende, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanı Metin Kıratlı, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ile Ankara Valisi Vasip Şahin de hazır bulundu. İki devlet başkanı törenin ardından önce baş başa ardından heyetlerle birlikte görüşme yaptı. Görüşmeler planlanandan uzun sürdü.

Erdoğan-Herzog basın toplantısı

Erdoğan ve Herzog, ikili görüşmelerin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında değerlendirmelerde bulundu.

Erdoğan: “Bu ziyaretin, ilişkilerde yeni bir dönüm noktası olacağına inanıyorum”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine İsrail Devlet Başkanı Herzog’u Ankara’da misafir etmekten büyük memnuniyet duyduğunu dile getirerek başladı. “Kendilerine bir kez daha ‘Türkiye’ye hoş geldiniz’ diyorum. Bu tarihî ziyaretin, Türkiye-İsrail ilişkilerinde yeni bir dönüm noktası olacağına inanıyorum. Müşterek hedefimiz ülkelerimiz arasında ortak çıkarlara dayalı ve karşılıklı hassasiyetlere saygı temelinde siyasi diyaloğun yeniden canlandırılmasıdır” dedi. Erdoğan ayrıca, pozitif bir gündem üzerinden ikili iş birliği ve bölgesel diyaloğumuzu ilerletebildiğimiz ölçüde, fikir ayrılığı yaşadığımız konuları ele almamızın da kolaylaşacağını; başta ekonomik ve ticari ilişkiler olmak üzere muhtelif alanlarda iş birliği potansiyelimizi hayata geçirmemizin özellikle önem taşıdığını belirtti.

İsrail’le ticaret hacminin pandemiye rağmen yüzde 36’ya yakın bir artış göstererek geçen sene 8,5 milyar dolar seviyesine ulaştığını açıklayan Erdoğan, bu rakamın 2022’de 10 milyar dolara ulaşacağına inandığını belirtti. “Enerji ve enerji güvenliği alanlarında yürütülecek projelerde iş birliğine hazır olduğumuzu Sayın Devlet Başkanı’na ifade ettim. Türkiye, böylesi projeleri hayata geçirebilecek tecrübe ve kapasiteye sahiptir,” dedi.

Filistin konusundaki hassasiyetini ve iki devletli çözümün önemine değinen Erdoğan, “Kudüs’ün tarihî statüsü ile Mescid-i Aksa’nın dinî kimliği ve kutsiyetinin korunmasına atfettiğimiz önemin altını çizdim. Filistinlilerin sosyal ve ekonomik şartlarının iyileştirilmesinin ehemmiyetine dikkat çektim. Filistin halkına yönelik projeler yürüten TİKA ve Türk Kızılay gibi kuruluşlarımızın faaliyetlerinin devam etmesi hususunda İsrail makamlarının desteğini beklediğimizi vurguladım,” dedi.

Antisemitizmin bir insanlık suçu olduğu belirten Erdoğan ayrıca; “Türkler ve Museviler, yüz yıllar boyunca barış içinde bir arada yaşamanın en güzel örneklerini vermiştir. Bu müstesna tarihimize gölge düşürülmesine müsaade etmeyeceğiz” dedi.

Ukrayna ve Doğu Akdeniz konularının görüşmelerde öne çıktığını belirten Erdoğan, dışişleri ve enerji bakanının İsrail’e ziyaretini önemsediğini ekledi. “Türkiye olarak daha önce başlatılmış enerji noktasındaki iş birliğini yeniden hayata geçirmek için bu bir fırsat diye düşünüyorum. Şu anda elimizde dördüncüsü de yolda geliyor, dört tane sondaj gemisi var. İki tanede sismik araştırma gemimiz var. Ve Karadeniz’de, Akdeniz’de bu çalışmaları iş birliğimizle planlamak suretiyle hayata geçirebiliriz. Uzun bir aradan sonra gerçekleşen bu ziyaretin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Sayın Devlet Başkanı ve heyetine bir kez daha teşekkür ediyorum,” diyerek sözlerini noktaladı.

Herzog: “Her konuda anlaşamayacağımızı peşinen kabul etmek zorundayız”

Konuk Devlet Başkanı Herzog konuşmasına Türkçe başladı. Herzog, “Eşim ve ben Türkiye'de misafiriniz olarak bulunmaktan çok mutluyuz,” dedi. Konuşmasına İbranice devam eden Herzog, davet ve iki lider arasında gerçekleşen verimli toplantı için teşekkür etti. Herzog, halklar arasındaki güçlü tarihi, dini, kültürel köklere değindi. Zor zamanlardan geçen ikili ilişkilerin ardından karşılıklı saygıya dayanan bir iş birliğiyle bölgesel ve küresel sorunlarla daha rahat başa çıkabileceklerini belirten Herzog, “İsrail ve Türkiye birçok alanda hepimizin ev olarak adlandırıldığı bölgeyi çarpıcı bir iş birliğini yapabilir ve yapmalıdır,” dedi. “Her konuda anlaşmayacağımız konusunda önceden anlaşmalıyız. Bizimki kadar zengin bir geçmişle olan ilişkinin doğası böyledir. Ancak fikir ayrılıklarımızı karşılıklı saygı ve iyi niyetle, birlikte geliştireceğimiz uygun mekanizma ve kurumlarla, ortak bir geleceğe bakış açımızla çözmeyi amaçlayacağız.”

Nisan ayında Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun İsrail’i ziyaret edeceği bilgisini veren Herzog diyalogun devam ettirileceğinin altını çizdi. Herzog’un Çavuşoğlu ziyaretini açıklaması, İsrail’de mini bir krize yol açtı. İsrail’e bilgi ulaşmadan Herzog basına açıklama yapınca İsrail Dışişleri Bakanlığı hazırlıksız yakalandı. İsrail Dışişleri Bakanı Lapid’in sözcüsü durumu Çavuşoğlu’nun ziyaretinden haberdar oluklarını fakat henüz planlanmadığını belirterek düzeltmeye çalıştı.

Herzog konuşmasında Nazım Hikmet’in “Yaşamaya dair” adlı şiirinden bir bölüm paylaştı:

“Modern çağın en büyük Türk şairinden biri olan Nazım Hikmet, ‘Yaşamaya Dair’ şiirinde şu satırları yazmıştır:

Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı, / Yetmişinde bile, meselâ, zeytin dikeceksin, / Hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil / Ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için, / Yaşamak yani ağır bastığından.

Bugün şairin dediği gibiyiz. Biz iki halk, iki ülke her alanda derinlemesine bir diyalog içerecek, güven ve saygı yoluna çıkmayı seçiyoruz. Her konuda anlaşamayacağımızı peşinen kabul etmek zorundayız.”

Herzog şöyle devam etti: “Geçmişin yükü hiçbir zaman kendiliğinden kaybolmaz ama biz -iki halk, iki ülke- her alanda derinlemesine bir diyalog içerecek bir güven ve saygı yolculuğuna çıkmayı seçiyoruz. Hep birlikte ileriye bakmayı seçiyoruz. Aramızdaki ortaklık ve iyi komşuluk ilişkileri Doğu Akdeniz’de hepimiz için önemli. İnanıyorum ki, tüm dinlerin mensupları -Müslümanlar, Yahudiler ve Hıristiyanlar- bu güzel coğrafyada yan yana, el ele barış içinde yaşayabiliriz ve yaşamak zorundayız. Bu bölgenin tüm milletleri adına bölgemizin istikrarını, refahını, barışını ve güvenliğini güçlendirmek için birlikte çalışmamızı bekliyorum.” Ukrayna savaşının yıkıcılığına ve bunun sona ermesi için her türlü çabayı memnuniyetle karşıladığını belirten Herzog, (ertesi gün Antalya Dış Politika Forumundaki görüşmelerden) olumlu sonuç çıkması için dua ettiğini belirtti. İki ülke iş birliğinin bölge için yeni umutlar yaratacağını söyleyen Herzog, konuşmasını Türkçe teşekkür ederek sonlandırdı.

Konuk Devlet Başkanı Herzog'un, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, Sultan Süleyman'ın kaleme aldığı bir şiirin el yazmasının replikasını hediye ettiği belirtildi. El yazmasının, İsrail Ulusal Kütüphanesinin İslam Koleksiyonundan olduğu açıklandı.

First Lady’lerin samimi buluşması

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan ile İsrail Devlet Başkanı Herzog’un eşi Michal Herzog, Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesinde Dünya Kadınlar Günü'ne ithafen gerçekleştirilen ‘Renk Ahenk Mihenk - Usta Türk Kadın Sanatçılarımızdan Nadide Bir Seçki’ sergisinin açılışını yaptı. Erdoğan ve Herzog’a müzede Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Özgül Özkan Yavuz, Müze Müdürü Erdem Akkurt eşlik etti. Türk Yahudi Toplumunu temsilen Deniz Saporta, Karel Valansi, Renan Koen, Meri İstiroti ziyarete eşlik etti.

Küratör Ahmet Albayrak'ın rehberliğinde sergiyi gezen Erdoğan ve Herzog, sergilenen eserler hakkında bilgi aldı. Müzenin Türk Odası bölümünde Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü sanatçıları tarafından kadın bestekarlara ait Türk müziği dinletisi yapıldı. Samimi bir ortamda gerçekleşen ziyaret sırasında Michal Herzog’un sergilenen resimlerle yakından ilgilendiği, eserler ve sanatçılar hakkında detaylı sorular sorduğu dikkat çekti. 

Erdoğan ve Herzog, müze ziyaretin ardından Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesini ziyaret etti. Millet Kütüphanesi Daire Başkanı Ayhan Tuğlu tarafından karşılanan first ladyler, Cihannuma Salonunu gezdi. Kütüphanenin İsrail bölümünü ziyaret eden Erdoğan ve Herzog birbirlerine kitap hediye ettiler. Herzog Erdoğan’a İsrailli kadın şair Dalya Rabikoviç’in tüm şiirleri kitabını hediye ederken, ‘Pencere’ adlı şiirinin Türkçe tercümesini paylaştı. Michal Herzog ayrıca kütüphaneye on İbranice kitap bağışladı. Emine Erdoğan ise Herzog'a Yunus Emre Divanı'nın İbranicesini hediye etti. İki first lady’nin samimiyeti akşam yemeğinde da devam etti.

Herzog onuruna verilen akşam yemeği

İsrail Devlet Başkanı Herzog onuruna verilen yemek olumlu ve samimi bir havada geçti. Şık davette yemekler özenle ve kaşerut kuralına uygun olarak seçilmişti. Müzik dinletisinde Türk müziğinden seçmeler ve İbranice bir şarkıya yer verildi. Daha sonra Piyanist Renan Koen iki eser icra etti. ‘Adio Kerida’ şarkısına salonun bir bölümü eşlik etti. Birçok bakanın katıldığı yemekte Türk Yahudi Toplumu liderleri de yer aldı. Türk Yahudi Toplumu Eş Başkanları Erol Kohen ve İshak İbrahimzadeh, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a kan iftirasında karşı yazılan padişah fermanının replikasını hediye ettiler. Benzer bir hediye İsrail Devlet Başkanı Isaac Herzog’a ertesi gün İstanbul Neve Şalom Sinagogunda hediye edildi. Herzog çifti aynı gece İstanbul’a hareket etti.

İsrail’den Teşekkür

İki günlük resmi ziyaretin ardından resmi Twitter hesabından Herzog sıcak karşılama için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a teşekkür etti. Herzog ayrıca, “Bölgemizdeki tüm halkların, inançların ve devletlerin barış içinde yaşayabileceğine ve yaşaması gerektiğine, ortaklıkların hepimiz için bereket ve refah getireceğine inancım tamdır” dedi.

İletişim Başkanlığının ilgi çeken İsrail-Türkiye videosu

Türkiye ile İsrail ilişkileri yeni bir döneme girerken, İletişim Başkanlığı iki ülke ilişkilerinin tarihine ve önemine ilişkin bir video yayınladı. Videoda, Türk ve Yahudi toplumlar arasındaki dostluk, Yahudilerin Osmanlı ve Türkiye’ye katkılardan bahsediliyor. Türkiye’nin İsrail’i tanıyan ilk Müslüman ağırlıklı ülke olduğu hatırlatılan videoda, Türkiye ile İsrail arasındaki görüşmenin ikili ve stratejik ilişkilerin yeniden canlandırılması için bir fırsat olduğu belirtildi.

https://www.youtube.com/watch?v=yA3TLnUAdAo

Tepkiler

  • Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el-Maliki Herzog'un Türkiye'ye yaptığı ziyarete ilişkin “Türkiye'nin İsrail ile normal ilişkilere sahip olmasının, Türkiye'nin pozisyonunu değiştireceğine inanmıyorum. Bilakis, bu bir katma değer sağlayacaktır” dedi.
  • Hamas yaptığı yazılı açıklamada Türkiye’nin ismini vermeden “İslami Direniş Hareketi (Hamas) olarak, Siyonist yetkililer ve liderlerin bir dizi Arap ve İslam ülkesine (bölgedeki birçok ülkeye) yönelik gerçekleştirdikleri ziyaretleri büyük bir endişeyle takip ediyoruz” dedi
  • Saadet Partisi, İsrail Cumhurbaşkanı Herzog’un Türkiye ziyaretini protesto etti. Açıklama yapan partililer Erdoğan’a da “Ne oldu one minute çıkışınıza?” diye sordu. Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu “Eğer İsrail ile ilişkilerimiz normalleşiyorsa bilin ki Filistin ile muamelelerimiz normalleşmekten uzaklaşıyor demektir” dedi.
  • Türkiye Gençlik Birliği ise Genel Başkanı Dilek Çınar imzasıyla şu mesajı yayınladı: “İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, 14 yıl sonra Türkiye’yi ziyaret eden ilk üst düzey İsrail yetkilisi oldu. İsrail-Türkiye ilişkilerine dair ‘barış’, ‘iş birliği’, ‘normalleşme’ mesajları veren Herzog’un ajandasında hangi kanlı planların olduğunu biliyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’yle eşit ve dostça ilişkiler kurmak isteyen devletler, önce Türkiye’ye ve bölgemize karşı giriştikleri emperyalist saldırılardan vazgeçmelidir.”

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Unutmayacağız

Unutmayacağız... Bu sözü ne kadar da çok tekrarlıyoruz. Oysa çok değil birkaç yıl sonra her şey gibi o unutulmaz denen şey de unutuluyor. Zamanın akışına bırakılıyor. Bir tek anne-babalar, eşler, çocuklar hatırlıyor, acısını en derinde hissediyor. Bir tek onlar için o yangın devam ediyor. Ateş bir tek düştüğü yeri yakıyor. Bu söz bir kere de hatalı çıksın istiyorum, olmuyor, çıkmıyor. Bu sene 15 Kasım’da bir yazı aradı gözlerim. Ama kuru kuru bir haber değildi istediğim, bulamadım. Fark ettim ki  bu konuyla ilgili sosyal medyada paylaşabileceğim yazılar ya daha önce kendi yazdıklarım, ya Şalom Gazetesi’nde çıkanlar, ya da geçen sene ben dahil dört kişiyle röportaj yapan Agos’un söyleşisiydi. Bu kadar. Aradan geçen 13 sene, 15 ve 20 Kasım saldırılarının vahşetini, korkunçluğunu, kayıplarını unutturmuş olmalı.  Çok daha önemli görülen konular olmalı ki, El Kaide terör örgütünün İstanbul’un göbeğine gerçekleştirdiği bu saldırılar konuşulmadan, kurbanları anılmadan geçilebiliyor. Ya

Survivor Hayim’in gerçek dünyası - Söyleşi

Hayim, çok sevdiğim bir arkadaşımın kuzeni. Aklı başında, ne istediğini bilen biri. Askerlik dönüşünde ani bir kararla Survivor yarışmasına katıldığını duyduğumda çok şaşırmıştım. Pek spor yapmayan, atletik olmayan biri neden zor koşullarda, dayanıklılık, irade ve güç isteyen bir televizyon programına katılır? Bunları konuşurken, sayesinde takip etmeye başladığım Survivor ile ilgili tüm merak ettiklerimi de sordum; kameralara yansımayan gizli bir tuvalet var mıydı, ya da yayın bitince gidilen lüks bir otel? Begüm’le arasında bir yakınlaşma oldu mu, Merve neden pişman oldu yarışmaya katıldığına? İşte Sabah Gazetesinden Yüksel Aytuğ’un teşekkür ettiği, seyircilerin filozof olarak tanımladığı Hayim ve Survivor yarışmasının bilinmeyenleri… Survivor maceran nasıl başladı? Katılmak nereden aklına geldi? Arkadaşlarımla uzun süredir Survivor’u takip ediyorduk. Hep katılmak istiyordum ama televizyona çıkmak beni korkutuyordu. Geçen sene iki yakın arkadaşım Dominik’e gittiler. Yarışmacıları

“We are Beyond What I Had Dreamed of When I Moved to Dubai”

Cem Habib  We talked about how the peace deal between Israel and the United Arab Emirates affected the Jewish life in the Emirates, with the investment manager Cem Habib, who has been living in Dubai since 2016, and who is one of the founding members of the Jewish Council of Emirates (JCE), the first officially recognized Jewish community of the UAE. How long have you been living in Dubai? What influenced you in deciding to live here? I moved to Dubai in 2016, before I had been living in London. My customer base at that time was in Kazakhstan and it had gotten harder commuting there from London every month after 6 years. There were three direct flights between Dubai and Kazakhstan, every day, with a flight time of less than 4 hours. To improve our quality of life and to spend more time with the kids, we moved to Dubai. When moving, how could you overcome the thought “As a Jew, will I be comfortable living in an Arab country with my family?” I talked to my friends from different countri